Günlük hayattan çalışma düzeni ve sosyal etkileşime kadar birçok konuda yaşamı olumsuz etkileyen korona virüs, üniversiteleri de uzaktan eğitime yöneltti. Yüz binlerce üniversite öğrencisi, kampüse ayak basmadan yeni döneme başlarken, İzmir Ekonomi Üniversitesinin (İEÜ) klinik psikologları Nilay Uğurlu Öztürk ve Merve Minkari Tunçay, gençlere ve ailelere uzaktan eğitimin fobiye dönüşmesini önleyecek önerilerde bulundu.
İEÜ Psikolojik Gelişim ve Danışma Merkezinin Uzman Klinik Psikologları Merve Minkari Tunçay ve Nilay Uğurlu Öztürk, korona virüs sürecinin her aile ve öğrencide farklı etkiler yapabileceğine dikkat çekti. Yaşanan süreçte duygu değişimlerinin olabileceğini, kişilerin bazen kendilerini içe kapanmış hissedebileceklerini söyleyen Öztürk ve Tunçay, bu durumdan kısa sürede kurtulmanın da mümkün olduğunu belirtti. Gençlerin sadece ruhsal değil, fiziksel açıdan da kendilerini hazırlaması gerektiğini belirten Öztürk ve Tunçay, “Derse, kampüse gelir gibi hazırlanın. Rutin ev kıyafetlerini çıkarıp sevdiğiniz elbiseleri giymek, saçlarınızı düzeltmek ya da ders öncesinde bir şeyler atıştırmak motivasyonunuzu artırabilir. Aileler de çocuklarını anlamaya çalışmalı, onlarla bol bol iletişim kurmalı ve duygularını paylaşmalı” dedi.
“Konforlu ve iyi hissedeceğiniz alanlar oluşturun”
Gençlere, çalışacakları ortamı fiziksel ve teknik açıdan hazırlamaları çağrısında bulunan Nilay Uğurlu Öztürk, “Kendinizi konforlu ve iyi hissettiğiniz alanlar oluşturmaya çalışın. Tıpkı, kampüse gidecek gibi kendinizi hazırlayın ve vaktinde derste olun. Ders öncesi kendinize vakit ayırmak, bir şeyler atıştırmak, dışarı çıkacakmış gibi giyinmek motivasyonunuzu artırabilir. Duygu durumunda dalgalanmalarınız olabilir. Bu nedenle rutinler belirleyin, kendinizi iyi hissettirecek aktiviteler yapmaya öncelik verin. Fiziksel olarak bir arada olunamasa da sosyalleşmek için olanaklar yaratın. Kendinizi bazen daha içe kapanmış bazen de dışa dönük hissedebilirsiniz. Kendinizi fark edin ve hocalarınızla, arkadaşlarınızla ve ailenizle iletişim kurmakta çekinmeyin” diye konuştu.
“Güvendiğinizi, inandığınızı hissettirin”
Zorlu süreçte ailelere de önemli görevler düştüğünü söyleyen Merve Minkari Tunçay ise, “Bireysel, sosyal ve akademik ihtiyaçların farklılaştığı bu dönemde, sağlıklı iletişim çok önemli. Çocuklarınıza saygı, empati ve anlayışla yaklaşın. Üniversite çağındaki bireyin zihni, eğitim ve gelecek kaygıları dışında hayatına dair birçok konu ile meşgul olmaktadır. Bu yaş grubu, kendine dair meselelerin bazılarını aileleri ile paylaşırken bazı konuları ise saklamayı ya da arkadaşları ile paylaşmayı tercih edebilir. Çocuğunuzun, bireyselleşebilecekleri uygun alanı oluşturmalarına izin verin. Güvendiğinizi, inandığınızı, onu desteklediğinizi sık sık söyleyin. Bu sayede çocuğunuzun derse ilgisi daha da artacaktır. Pandemi sürecinde herkes farklı düzeylerde stres, gerginlik, öfke, yas gibi olumsuz duygularla baş etmekte. Bunları aile içinde, birbirinize daima açık olarak çözmeye çalışın. Baş etmekte zorlandığınızı düşünüyorsanız, bir uzmandan destek almayı ihmal etmeyin” sözlerine yer verdi.