Kuzey Avrupa ülkeleri başta olmak üzere pek çok gelişmiş ülke, Denizüstü (Offshore) Rüzgar Enerji Santralleri (RES) ile temiz enerji kaynaklarını çeşitlendiriyor. Avrupa Rüzgar Enerjisi Birliği (WindEurope) verilerine göre, Avrupa ülkelerinde Offshore RES kurulumu geçen yıl yüzde 38 artarak 22 bin 72 MW’a ulaşırken, 3 bin 627 MW kapasiteli 502 rüzgar türbini devreye alındı.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının Stratejik Planında 10 bin MW olarak açıklanan Türkiye Offshore RES potansiyeli, WindEurope verilerine göre en az 32 bin MW’a karşılık geliyor. Rüzgar enerjisi sektöründe online eğitim ve belgelendirme fırsatı sunan Windbaba, Türkiye’nin bu alandaki eksikliğini giderici ihale süreçlerinin zaman kaybedilmeden tamamlanması gerektiğini savunuyor. Windbaba Stratejik Çözüm Ortağı ve Akredite Kobi Danışmanı Bülent Yüce, 2018 yılında Saros Körfezi, Gelibolu ve Kıyıköy için çıkılan bin 200 MW’lık Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanı (YEKA) ihalesinin başarısızlıkla sonuçlandığını hatırlatarak, “Halen 93 bin MW olan kurulu gücümüzün üçte birini sadece Offshore RES’lerden elde edebiliriz. Dünyanın en büyük petrol şirketlerinin bile son yıllarda Denizüstü RES projelerine yatırım yaptıklarına tanık oluyoruz. Windbaba eğitimlerinde de Offshore RES kurulumlarına özel bir önem veriyoruz. Bu santrallerin çelik kule üretimlerinin eğitimi için ayrı bir başlık açmış durumdayız. Sektöre adım atmak isteyen profesyonellerin sıfır noktasında olduğumuz bu alana dikkat çeken bir ilgileri olduğunu gözlemliyoruz” dedi.
“Ciddi bir ihracat geliri elde edebiliriz”
Offshore santrallerin karadaki türbinlere göre çok daha kolay inşa edilebildiğini ve mülkiyet sorunu olmayan alanlarda kurulduğunu kaydeden Yüce, Asya-Pasifik bölgesinde ivmelenen yatırımlar sonucunda 2030 yılında küresel Offshore RES kurulu gücünün 234 bin Megevat’a ulaşacağı bilgisini verdi.
Türkiye’de kurulu rüzgâr enerjisi sektörünün, bu üretimleri rahatlıkla yapabilecek imkân ve kabiliyete sahip olduğunu vurgulayan Bülent Yüce, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Avrupa kıtası Denizüstü RES’lerin en büyük pazarı olmaya devam ediyor. Fransa 2035’e kadar 14 nükleer santralini devreden çıkararak, en az 8 bin MW Denizüstü RES devreye alma kararı aldı. Türkiye olarak bu gerçeği çok iyi okumamız gerekiyor. Rüzgâr enerjisinde son 15 yılda aldığımız mesafe ile tüm dünyanın dikkatini çekiyoruz. Bu ivme ile ülkemiz; santrallerin kule, kanat, türbin ve aksamlarını üreten çok nitelikli bir sanayi koluna da kavuştu. Altyapımız ile kendi santrallerimizin üretimlerini yaparken, Avrupa ve Uzak Doğu’dan gelecek talebe de karşılık vermemiz ve katma değeri yüksek üretimle ülkemize yüklü miktarda döviz kazandırmamız mümkün.”
Çin ve Danimarka’nın başarısı
Öte yandan Çin’in küresel Offshore RES pazarında hızla yükselen bir ivmeye sahip olduğu belirtildi. 2030 yılına kadar 52 bin MW kurulu gücü devreye alacak Çin’in bu alanda dünyada liderliğe sahip olması bekleniyor.
Danimarka ise dünyadaki denizüstü RES’lerin yüzde 75’ine ev sahipliği yapan Avrupa kıtasında dikkat çeken bir başarıya imza atıyor. Ülkede geçen yıl elektrik üretiminin yüzde 47’si sadece rüzgar enerjisi santrallerinden elde edilirken, bu üretimin yüzde 18’i denizüstü santrallerden sağlandı.