Henüz 3.5 aylık hamileyken karnındaki bebeğine “Diyafram Hernisi” (karın içi organların göğüs boşluğunda yer alması) tanısı koyulan, ölebileceği, engelli doğabileceği uyarılarına karşın bebeğini dünyaya getiren Sedef Vatansever, bebeğini sağlıkla kucağına aldı.
İzmirli ev hanımı Sedef Vatansever (22) ile bir doğal gaz fabrikasında çalışan Kaan Vatansever (23), geçen yıl pandeminin hız kazandığı günlerde anne-baba olacakları müjdesiyle büyük bir mutluluk yaşadı. Sedef Vatansever’in hamilelik haberi, salgın günlerinde genç çiftin ailelerine de büyük sevinç yaşattı; ancak gebeliğin 4. ay kontrolünde bebeğin diyafram kasında açıklık olduğu saptandı.
Bebekte, 4 bin doğumda bir civarında görülen ve ölüm riski çok yüksek olan “Diyafram Hernisi” hastalığı teşhis edildi. Vatansever çiftine, hastalığın bebekte akciğer gelişimini engelleyeceği, engelli doğabileceği, ölebileceği, konsey kararıyla hamileliğin sonlandırılabileceği söylendi. Tüm bu risk ve uyarılara karşın Sedef Vatansever, gebeliğinin 36. haftasında 27 Kasım 2020 günü bir kadın doğum hastanesinde sezaryenle kızını dünyaya getirdi. Anne Vatansever, yoğun bakıma kaldırılırken, bebeği için ameliyat edecek hastane ve hekim arandı. Talihsiz bebek, doğduktan kısa bir süre sonra İzmir Kent Hastanesine sevk edildi ve Yeni Doğan Yoğun Bakım Servisine yatırıldı. Vatansever, üçüncü günde Çocuk Cerrahı Doç. Dr. Tunç Özdemir tarafından ameliyat edildi. Ardından tekrar yeni doğan yoğun bakıma alınan Esila Bebek, 53 günlük tedavi ve bakımın ardından dün taburcu edildi.
Ölüm riski çok yüksekti
Doç. Dr. Özdemir hastası hakkında, “Diyafram karın boşluğu ve göğüs boşluğunu birbirinden ayıran kubbe biçiminde bir kastır. Eğer diyaframda doğumsal bir açıklık kalırsa, karın içi organları göğüs boşluğuna geçerek, akciğer gelişimini engeller. Bu hastalar genellikle ağır solunum sıkıntısı ile doğarlar. Öncelikle solunum makinasına bağlanmaları gerekir. Tedavisi cerrahidir; ancak cerrahi öncesi ve sonrasında ciddi yoğun bakım ihtiyacı vardır. Bu nedenle, Diyafram Hernisi hastaları, hem cerrahi olarak hem de yeni doğan yoğun bakım olarak deneyimli ve tam teşekküllü merkezlerde tedavi edilmelidir. Hastamıza gelince; doğumdan hemen sonra hastanemize sevk edildi, yeni doğan yoğun bakım kliniğimize yatırılarak solunum makinesine bağlandı. İki gün sonra tarafımdan ameliyat edildi. Ameliyat sırasında, mide, bağırsaklar, karaciğerin büyük kısmı ve dalak göğüs boşluğunda idi. Buna bağlı olarak sol akciğer hiç gelişmemişti. Tüm bu organlar karın içine çekilerek diyaframdaki delik onarıldı. Ameliyattan sonra hastanın takibine yeni doğan yoğun bakım servisimizde devam edildi. Geçici olarak akciğer yetmezliği ve buna bağlı sorunlar yaşayan hastanın akciğer fonksiyonları da yeni doğan yoğun bakımdaki tedavisi sonrasında düzeldi. Gerek çocuk hastalıkları uzmanlarımız Dr. Abbasgulu Baghirov, Dr. Anıl Chousein ve Dr. Seral Sırtı, gerek hemşireler tarafından büyük bir özveri ile gece gündüz bakımları sağlanan hastamız, tam iyileşme ile taburcu edildi. Bebeği ailesine sağlıkla teslim etmek bizim için büyük mutluluk” açıklamasında bulundu.
“İyi ki bebeğimden vazgeçmemişim”
Öte yandan, yüksek ölüm riski olan bebeğini sağlıkla kucağına alan anne Vatansever, “Benim kızım olağanüstü bir bebek. Bana hamileyken bu hastalık yüzünden kızımın engelli doğabileceği, ölebileceği söylenmişti. Ailem bunları duyunca yıkıldı. Doktorlar konsey kararıyla bebeğimi aldırabileceğimi söyledi. Doğsa da ölse de benim bebeğim, dedim, kabul etmedim. Gebeliğimin 35’inci haftasında riskli gebelik nedeniyle hastaneye yattım. 36’ncı haftada bebeğim 46 santim boyunda, 2 kilo 780 gram ağırlığında dünyaya geldi. Doğumdan sonra beni yoğun bakıma kaldırdılar, iki gün kaldım. Bebeğimi ise ameliyat için Kent’e göndermişler. Ben ancak 2 haftalıkken gelip görebildim. 53 gün sonra artık bebeğimizi evimize götürebiliyoruz. İyi ki bebeğimden vazgeçmemişim. Başta Tunç bey olmak üzere kızımı yaşatan, büyüten tüm hekim ve hemşirelere sonsuz teşekkürler” diye konuştu.