Araştırmacı Yazar Arif Altunbaş, Eğitim-Bir-Sen Eski Genel Başkan Yardımcısı Eyüp Çetinkaya ve Emekli Memur-Sen Manisa İl Temsilcisi Hüseyin Kaşıkçı’nın konuşmacı olarak katıldığı programın moderatörlüğünü Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen Manisa Kurucu Başkanı Resul Ersöz yaptı. Programda şair ve dava adamı Mehmet Akif İnan’ın şiirleri okundu.
Programın açılış konuşmasını yapan Memur-Sen Manisa İl Temsilcisi ve Eğitim-Bir-Sen Manisa Şube Başkanı Mesut Öner, “Milli-Manevi değerlere sevdalı fikir ve hareket adamı, şair, yazar, ‘Yedi Güzel Adam’dan biri, yaşadığı dönemde çevresindeki insanların dostu, arkadaşı, ağabeyi veya öğretmeni, asla vazgeçmeyerek bir ömür mücadelesini verdiği idealleri, bilgisi, kültürü, hatipliği, heyecanı, öfkesi, örgütçülüğü, eylemciliği ile tam bir dava adamı olan, sendikacılığa yeni bir soluk getiren Kurucu Genel Başkanımız Mehmet Akif İnan’ı, vefatının 20. yılında rahmet, hürmet ve özlemle anıyoruz.” dedi.
“Biz sevdayı, davayı ve kavgayı ondan öğrendik”
Uşak İmam Hatip Lisesinde geçirdiği yılların hayatının en renkli dönemlerinden biri olduğunu dile getiren Araştırmacı Yazar Arif Altunbaş, “ O günler, en hareketli, en verimli yıllarımın geçtiği ömrümün ilkbaharıdır. Ben dostluğu da düşmanlığı da, sevgiyi de nefreti de, eğriyi de doğruyu da, orada öğrendim. İbrahim ve Nemrut’la, Firavun ve Musa’yla orada tanıştım. Lat, Uzza ve Menat’ı ve onların çağdaş yansımalarını o küçücük yaşta orada gördüm. Hayatla ölüm arasındaki koşunun gayesini o okulda öğrenmeye başladım. Birçok kıymetli bilgiyi birçok değerli hocalarımızdan öğrendik. Ama bunlardan birisi vardı ki o sırtındaki batının paslı bıçağıyla derse giren Büyükdoğu cephesinin yiğit savaşçısı Mehmet Akif İnan’dı. Hayatımın akışı onun sırtındaki paslı bıçağın açtığı yaradan sızan kanı görünce değişti. Hayatımız milletin sırtındaki o kanı durdurmak için mücadele etmekle geçti. Biz sevdayı, davayı, kavgayı ve Allah yolunda dimdik durmayı, ölünceye kadar bu yolda mücadele etmeyi ondan öğrendik. O, en başta çok iyi yetişmiş onurlu bir Müslümandı. İyi bir sendikacı, edebiyatçı, şair, yönetici, köşe yazarı, öğretmen, hatip olmakla birlikte en belirgin yönü ise, dava adamlığıydı. Davası için kavga verdi, savaştı. Topla tüfekle öldürücü silahlarla değil. Kalemle, kelamla, düşünce ve fikirleydi onun savaşı. Öldürmek için değil diriltmek içindi mücadelesi. O Büyükdoğu’nun talebesi olarak İslam Medeniyetinin savunucusu ve mücadelecisiydi.” şeklinde konuştu.
“Öğretmenliğin gönül işi olduğunu Mehmet Akif İnan Hocamızdan öğrendik”
Eğitim hayatı boyunca birçok öğretmen tanıdıklarını, fakat Mehmet Akif İnan’ın gönüllerindeki yerinin farklı olduğunu vurgulayan Emekli Memur-Sen Manisa İl Temsilcisi Hüseyin Kaşıkçı, “Nice hocalar dersimize girdi. Şüphesiz hepsinin üzerimizde hakkı var. Ama Mehmet Akif İnan Hocamızın gönlümüzde kurduğu, ana kucağı gibi sıcacık, apayrı bir yeri var. O bizim hocamızdı, birçoklarının da Akif ağabeyiydi. Onun Anadolu kadar şefkatli ve büyük yüreğinde hepimize yetecek kadar yer vardı. Öğretmenliğin, kal işi değil, hal işi olduğunu öğretmen olunca öğrendim. Gerçek öğretmenliğin bir gönül işi, gerçek öğretmenlerin öğrencilerine hayat sunan bir sevgi pınarı olduğunu insan öğretmeye başlayınca anlıyor. Başarısız öğrenci değil başarısız öğretmenin olduğunu Mehmet Akif İnan hocamızı tanıyınca fark ettim. Onun için öğrencileri ile aile fertleri arasında hiçbir fark yoktu. Tüm gayretini ve imkanlarını bizleri iyi birer insan olarak yetiştirmek için harcardı.” dedi.
“Akif İnan cesur, öngörülü bir mütefekkirdir”
Akif İnan’ın, yazarlığı, hatipliği, öğretmenliği, köklü tarihi, fikri, sanatsal kavrayışı, yabancılaşmayla ve vesayet düzeniyle hesaplaşması, eylemci yönü, son olarak da bütün bunları mezcettiği sendikal faaliyetiyle sorumlu, sahici bir münevver olduğuna dikkat çeken Eğitim-Bir-Sen Eski Genel Başkan Yardımcısı Eyüp Çetinkaya ise, “Gündelik, aktüel meselelere takılmamış, uzak hedefler edinmiş, hedeflerine giden yolda son derece fedakar, cesur çalışmıştır. ‘Biz her zaman hakkımızı kendi başımıza tahsil edebilecek kudrette bulunmaya mecburuz.’ diyerek, mücadeleci kişiliğinin işaretini vermiştir. Sendikal alanda emek ve özgürlük mücadelesini, kültürümüzle ve medeniyet değerlerimizle uyumlu bir amaç ve içerikle başarmak da onun ileri hedeflere odaklanan programı içinde olmuştur. Kamu görevlilerinin örgütlenmesini sağlayacak yasal bir düzenlemenin olmaması, Türkiye’nin içinde bulunduğu siyasi buhranlar sendikal örgütlenmeyi zorlaştırmakta, neredeyse imkansız kılmaktadır. Bu şartlarda sendikal yolculuğa çıkmak bir şair ve yazar için büyük bir adım, zor bir karardır. Akif İnan, zor kararı alacak kadar cesur, o gün küçük görünen devasa adımı atacak kadar da öngörülü bir mütefekkir.” şeklinde konuştu.
Program katılımcılara hediye takdimiyle sona erdi.