Manisa Ticaret ve Sanayi Odası (Manisa TSO) Şubat ayı olağan meclis toplantısında konuşan Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yılmaz, Rusya ile Ukrayna arasındaki gerilimin fiyatlar üzerinde yukarı yönlü bir baskı oluşturduğunu söyledi.
Manisa TSO Şubat ayı Meclis Toplantısı, meclis üyelerinin katılımıyla Manisa TSO hizmet binasında gerçekleştirildi. Meclis Başkanı Ümit Türek’in başkanlığında gerçekleşen toplantıda, Ukrayna ve Rusya arasında yaşanan krizin iş dünyasına yansımaları değerlendirildi.
Şubat ayında birçok gün ve hafta kutladıklarının altını çizen Manisa TSO Meclis Başkanı Ümit Türek; “2022 yılı iş dünyası açısından zorlu geçeceğini geçtiğimiz toplantılarda belirtmiştim. Rusya ve Ukrayna arasında yaşanan gerilim dünyayı enerji krizine sokabilir. Yanı başımızda savaş çanları çalıyor. Bu yüzden tedbirimizi almamız lazım” dedi. Sözlerine devam eden Meclis Başkanı Ümit Türek BBDK’nin görevini titizlikle yaparak bankaların iş dünyası üzerinde uyguladığı baskıyı en aza indirmek için gerekli adımları atması gerektiğinin de altını çizdi.
“Pandeminin ekonomi üzerindeki etkileri devam ediyor”
Toplantıda söz alan ve dünyada yaşanan ekonomik gelişmeler ile ilgili konuşan Manisa TSO Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yılmaz, “Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı’nın (UNCTAD) açıklamış olduğu şubat ayına ilişkin küresel ticaret güncelleme raporunda, küresel ticaretin yeni tip koronavirüs salgınının ilk yılında düşüş göstermesinin ardından, 2021’de salgın kaynaklı kısıtlamaların azalması ve ekonomik teşvik paketleri nedeniyle talepteki güçlü toparlanmanın sonucu yüzde 25 artışla 28,5 trilyon dolara ulaşarak rekor kırdığını belirtmiştir. Nitekim, ABD’de gayri safi yurtiçi hasıla büyümesi 2021’in son çeyreğinde yüzde 6,9 ile piyasa beklentilerinin oldukça üzerinde gerçekleşmiştir. Böylece, 2021 yılında yaklaşık 6 trilyon USD büyüklüğünde teşvik paketiyle desteklenen ABD ekonomisi, yıllık bazda yüzde 5,7 ile 1984 yılından bu yana son 37 yılın en hızlı büyüme performansını kaydetmiştir. Euro alanı da son çeyrekte bir miktar ivme kaybetmekle beraber 2021 yılını yüzde 5,2’lik büyüme ile tamamlamıştır. Bu dönemde, salgın tedbirlerinin sınırlı oranda uygulandığı İspanya, Fransa ve İtalya’da ekonomik aktivitenin genişlediği; Almanya ve Avusturya gibi tedbirleri nispeten daha sert uygulayan ülkelerin ise bir önceki çeyreğe kıyasla küçüldüğü görülmüştür. Çin ekonomisi ise kısıtlı enerji arzı ve gayrimenkul sektöründeki sorunların oluşturduğu endişelere karşın geçtiğimiz yıl yüzde 8,1 ile öngörülerin üzerinde büyümüştür. Ancak, birleşmiş milletler ticaret ve kalkınma konferansı aynı raporda küresel ticaretin 2022’de, ‘Beklenenden Daha Yavaş Ekonomik Büyüme’, ‘Devam Eden Tedarik Zinciri Sıkıntıları’, ‘Borç Sürdürülebilirliği Konusunda Artan Endişeler’, ‘Daha Yeşil Bir Küresel Ekonomiye Geçiş’, ‘Ticaret Anlaşmaları’ ve ‘Ticaretin Bölgeselleşmesi’ gibi çeşitli faktörlerden etkileneceğini belirtmiştir. Görüldüğü üzerine pandemimin ekonomi üzerindeki etkileri hali hazırda devam etmektedir” ifadelerini kullandı.
“Rusya ve Ukrayna arasındaki gerilim fiyatlar üzerinde yukarı yönlü baskıya sebep oluyor”
Sözlerine ülke ekonomisinde yaşanan gelişmeler ile devam eden Başkan Yılmaz; “2022 yılında salgının yanı sıra arz yönlü kısıtların seyri ve enflasyon gelişmeleri ekonomik görünümü şekillendirecek temel unsurlar olarak öne çıkarken, uluslararası para fonu IMF, dünya ekonomik görünüm raporunun ocak ayı güncellemesinde, 2022 yılı küresel büyüme tahmininde özellikle artan enerji fiyatları ile tedarik zincirindeki bozulmalara bağlı olarak yükselen enflasyonist baskıların etkisiyle küresel ekonominin 2022 yılına zayıf bir görünümle girdiğini belirterek, büyüme tahminini 2022 yılı için %4,4’e indirmiştir. omicron varyantının seyrine ilişkin belirsizliklerin yanı sıra, Irak’tan Türkiye’ye giden bir boru hattında çıkan yangının petrol akışını kısa süreliğine durdurmasının etkisiyle ocak ayında yükselişe geçen petrol fiyatları, Rusya Ukrayna arasında devam eden jeopolitik gerilimin fiyatlar üzerinde yukarı yönlü baskı oluşturmasıyla, brent türü petrolün varil fiyatı ocak ayı içerisinde 91,2 USD ile yaklaşık son 7 yılın en yüksek düzeyine ulaşmıştır. Öte yandan, IMF’in görüşünü destekler nitelikte, ABD’de tüketici fiyatları 2022 yılı ocak ayında, yüzde 0,6 ile beklentilerin üzerinde artmıştır. Böylece, yıllık TÜFE enflasyonu yüzde 7,5 düzeyine çıkarak Şubat 1982’den bu yana en yüksek seviyesine ulaşarak, son 40 yılın en yüksek düzeyinde gerçekleşmiştir. Euro alanında ise yıllık tüfe enflasyonu, yükselen enerji fiyatlarının yanı sıra gıda fiyatlarındaki artışın etkisiyle yüzde 5,1 seviyesine yükselmiştir. Bütün bu gelişmeler benzer olarak bizim ülkemizde de yaşanmıştır. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)’in 2022 yılı ocak ayına ilişkin yayımlamış olduğu enflasyon verilerine göre, ülkemizde yıllık tüketici enflasyonu, yüzde 48,7 oranında kaydedilerek, Nisan 2002’den bu yana en yüksek seviyeye çıkmıştır. Bu dönemde aylık bazda yüzde 11,1 oranında gerçekleşen enflasyona en yüksek katkılar fiyatların sırasıyla yüzde 10,9 ve yüzde 18,9 yükseldiği, gıda ve alkolsüz içecekler ile konut grubundan gelmiştir. Konut grubu fiyatlarındaki yükselişte ocak ayı başında doğalgaz ve elektriğe yapılan zamlar etkili olmuştur. Nitekim, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu fitch ratings, enflasyonu düşürmeye yönelik politikaların makroekonomik ve finansal istikrara yönelik riskleri hafifletmesinin beklenmediğini, ayrıca, ekonomiyi destekleyici politikaların enflasyonu beslemeye devam edebileceğine, güveni baskılayabileceğine ve uluslararası rezervleri zayıflatabileceğine dikkat çekerek, Türkiye’nin kredi notunu “bb -”den “b ” seviyesine indirirken, not görünümünü “negatif” olarak teyit etmiştir” diye konuştu.
“KDV indirimlerini fiyatlarımıza yansıtmalıyız”
Sözlerine ekonomide uygulanan yeni destek paketlerini değerlendirerek devam eden Başkan Yılmaz; “Bildiğiniz üzere, geçtiğimiz günlerde, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati tarafından, yastık altı altınların finansal sisteme kazandırılmasını, enflasyonun düşürülmesini ve yatırım ile ihracatın artırılmasını sağlayacak tedbirleri içeren yeni destek paketi açıklanmıştır. Paket kapsamında yatırım, ihracat ve işletme harcamalarını desteklemeye yönelik toplam tutarı 60 milyar TL olan üç yeni KGF desteğinin devreye alınacağı duyurulmuştur. 25 milyar TL’lik yatırım destek paketi kapsamında, yatırım kredileri için azami 24 ay ödemesiz dönem, azami 96 ay vade uygulanacaktır. KOBİ ve KOBİ dışı, orta- yüksek ve yüksek teknoloji üreten sektör firmalarına 1.25 kat kefalet limiti sağlanacaktır. Yatırıma bağlı işletme kredileri için azami 6 ay ödemesiz dönem, azami 30 ay vade, bankalar için faiz oranı 0-24 ay sabit (tlref %1) 24 ay üzeri sabit (tlref %2) olarak uygulanacaktır. Her bir KOBİ için maksimum kredi limiti 25 milyon TL, büyük firmalar için 100 milyon lira olacaktır. 25 milyar TL’lik ihracat destek paketi kapsamında ise, yine 6 ay ödemesiz dönem azami 18 ay vade, ihracatçı olmayan ama ihracat potansiyeli olan tüm KOBİ’ler bu imkandan faydalanabilecektir. Kar payında sabit olarak TL referans yüzde 1 olarak uygulanacaktır. 10 milyar TL’lik işletme harcamaları destek paketi ile yine 6 ay ödemesiz dönem azami 24 ay vade ile KOBİ ve KOBİ dışı nakit kullanım uygulanacaktır. KGF kredilerinin amaç dışı kullanımının önüne geçilmesi amacıyla yapılacak harcamaların fatura ve sözleşme ile belgelendirilmesi zorunluluğu getirildiğini, ayrıca işletme sermayesi ihtiyaçları için yalnızca kartlı kullanım şartı bulunduğunu, nakit kredi kullanımının yüzde 10 ile sınırlı tutulacağını, refinansman amacıyla kullanım yasaklandığını, amaç dışı kullanım ve gerçek dışı beyanlar için özel yaptırım hükümleri tesis edildiğini belirtmek isterim. Ayrıca, enflasyonla mücadele kapsamında, 13 Şubat 2022 tarihli Resmi Gazete ’de yayımlanan karar ile temel gıda ürünlerinde KDV oranı yüzde 8’den yüzde 1’e indirilmiştir. Hazır yeri gelmişken, ticaret bakanlığımız, gıdada KDV indirimiyle ilgili denetimlere başlamıştır. Yapılan denetimlerde KDV indirimini fiyatlara yansıtmayan ve haksız fiyat artışıyla vatandaşları mağdur eden marketlere en ağır yaptırımların uygulanacağı kamuoyu ile paylaşılmıştır. Bu vesile ile de bu sektörde faaliyet gösteren siz değerli üyelerimize gerekli hassasiyetin gösterilmesi hususunda hatırlatmada bulunmak isterim. TCMB’nin ihracat ve döviz kazandırıcı hizmetler reeskont kredisi uygulama talimatında yaptığı değişikliğe göre de, 2021/14 sayılı Türk lirası mevduat ve katılma hesaplarına dönüşümün desteklenmesi hakkında tebliğ kapsamında, net ihracatçı olmayan ancak Türk lirası mevduat veya katılma hesaplarına dönüşümü taahhüt eden firmalara yabancı para cinsi reeskont kredisi kullanma imkanı getirilmiştir. Buna göre, yabancı para cinsi reeskont kredisi kullanacak firmaların, 30 nisan 2022 tarihine kadar gerçekleşecek kullanımlarda döviz tevdiat hesapları ve katılma fonlarının en az yüzde 10’unun, 1 mayıs ile 31 temmuz 2022 tarihi arasında gerçekleşecek kullanımlarda ise en az yüzde 20’sinin Türk lirası mevduat veya katılma hesaplarına dönüşmüş olması veya dönüşeceğine ilişkin taahhütte bulunulması şartı aranacağını, 1 ağustos 2022 tarihi ve sonrasında yapılacak kullanımlarda ise döviz tevdiat hesapları ve katılma fonlarının en az yüzde 20’sinin Türk lirası mevduat veya katılma hesaplarına dönüşmüş olması zorunlu hale getirildiğini belirtmek isterim” dedi.