Ülkenin önde gelen kuru meyve ihracatçılarından Osman Akça A.Ş Genel Müdürü Melih Akça, Türkiye’nin en önemli ihraç ürünü ve Ege’de yüz binlerce kişinin geçim kaynağı olan Türk incirinin, sektördeki yanlış rekabetten dolayı hak ettiği değeri göremediğini belirtti.
İncirin hak ettiği değeri bulması için sektörde faaliyet gösterenlerin birbirine rakip olarak değil iş ortağı gibi görmesi gerektiğini belirten Akça, “Maalesef sektördeki ihracatçı firmaların kendi aralarında yaptıkları yüksek rekabetten dolayı incir alacak olan pek çok ithalatçı firma, ihracatçı firmaları adeta birbirleri ile çarpıştırıp kendi fiyatları ile gelmeye başladı. Yanlış rekabet hem üreticiyi, hem ihracatçıyı, hem de ülke ekonomisini olumsuz etkiler” dedi.
Dünya’nın en kaliteli en fazla incirinin üretildiği Menderes Havzası’nda 2021 yılı mahsul hasat sezonunun sonuna doğru yaklaşıldığını ve bu yıl yaşanan kuraklıklardan ve akabinde Temmuz ve Ağustos aylarındaki aşırı sıcaklardan dolayı zor bir yıl olduğunu belirten Osman Akça A.Ş Genel Müdürü Melih Akça, “Türkiye olarak geçen yıl yaklaşık 68 bin ton incir ile 244 milyon dolar değerinde ihracat gerçekleştirildi. İncir konusunda dünyada rakibimiz olmamasına rağmen biz bu ürünü satarken hakkını vererek satamıyoruz” dedi.
“65-70 bin ton inciri 8 milyar nüfusa satarken zorlanmamalıyız”
Anne sütünden sona en faydalı gıda olarak bilinen, dört kutsal kitapta da adından zikredildiği için aynı zamanda kutsal sayılan Türkiye’nin milli ürünü kuru incirin şu an itibariyle dünyadaki yaklaşık 8 milyar nüfusa satılmasına rağmen satışında sıkıntılar yaşandığını kaydeden Melih Akça, “Bu kadar kıymetli bir ürün bu tonajlarda bir AB ülkesinde yetişse iyi bir pazarlama ve reklam ile belki de bize kadar gelmeyecek. Rekabete kesinlikle karşı değiliz. Ancak ülkenin ve üreticinin gücünü olumsuz etkileyecek rekabete karşıyız. Bu sıkıntının sona ermesi ve incirin gerçek değerine kavuşması için bu sektörde faaliyet gösterenler birbirlerini rakip olarak değil iş ortağı olarak görmesi gerekir” diye konuştu.
Belli bir yaşın altı genç nüfus, inciri tanımıyor”
Türkiye’de yeni oluşturulan incir bahçeleri ile birlikte 5 yıl sonraki kuru incir üretiminin yaklaşık 125-130 bin tona yükselmesinin hedeflendiğini bunun için de tanıtıma da ağırlık verilmesi gerektiğini kaydeden Genel Müdür Melih Akça, “İncirin en önemli pazarı olan Avrupa’da 30-40 yaş altı nüfus, inciri tam olarak tanımıyor, bilmiyor. İncirin yerine ananas, papaya, mango gibi çeşitli tropikal ürünleri tüketmeyi daha çok tercih ediyor. Ayrıca yurt dışında market raflarında maalesef incir alt sıralarda satılıyor. Bu nedenle tanıtıma da önem verilmeli. İncirin insan sağlığı üzerindeki olumlu etkileri ve faydaları AB ülkelerindeki sağlık dergilerinde işlenmeli. Gerekirse billboardlara reklam verip ve dünyaca tanınmış yüzlere incir yedirip bu ürünü dünyaya duyurmalıyız. Biz 65 bin tonluk ürün üzerinden ihracata odaklanıp bu rakamı yükseltemez isek 5 yıl sonra üretim 130 bin tonlara ulaştığında ürün satışında ciddi sıkıntı yaşarız” diyerek incirin Türkiye’de de iyi tanıtması gerektiğini kaydetti. Akça, Türkiye’de yaşayan 83 milyon kişiden sadece 20 milyon kişinin bile yılda 1 kilo incir tüketmesi halinde ürünün değerinin daha da artacağını söyledi.
Bu yıl temmuz ve Ağustos aylarında 45-50 dereceye ulaşan hava sıcaklıkları dolayısıyla ova ve etek kısımlarda yer alan bahçelerdeki ürünlerde bozulmaların yaşandığını belirten Melih Akça, ürünün değerinde satılabilmesi için müstahsilin malını çok iyi seçmesini tavsiye etti. ‘Nasıl olsa satılıyor” düşüncesi ile ürünü iyi seçmeyenlerin kendi malının değerini düşürdüğünü belirten Melih Akça, “Sektörle ticari anlamda bağlantısı olmayan ve işletmelerde ne şartlarda çalışıldığını ne gibi işlemler yapıldığını bilmeyen kişilerin incirle ilgili söylemleri incir üreticisine ve incire faydadan çok zarar veriyor. Çünkü bu işin piyasası var. Müstahsilin daha iyi kazanması ve malını güvenli yerlere satması bizim en büyük arzumuz. Başta müstahsil olmak üzere tüccarından, ihracatçısına kadar herkes kazansın. Ancak rizikosu yüksek olan bu sektörde her şeyi ihracatçıya yüklemek her şeyi ihracatçıdan beklemek yanlış ve haksız olacaktır” diyerek yeni sezonun sektördeki bütün paydaşlara hayırlı olmasını ve bol kazançlı kazasız, belasız geçmesini diledi.