Artan nüfus ve gelişen teknoloji ile birlikte enerjiye olan ihtiyacımız sürekli artarken yenilenebilir enerji kaynaklarının ülkemizdeki toplam elektrik üretimindeki payı da her geçen gün artıyor. Yaşar Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Nurdan Yıldırım, 2021 Ağustos sonu itibarıyla yenilenebilir enerji kaynakları kurulu gücünün, toplam kurulu gücün 53,2’sine ulaştığını belirterek, “Aynı ayda bu kaynaklardan 83,27 milyar kilowatt saat elektrik üretimi gerçekleşti ve bu sayede yaklaşık 16,5 milyar metreküp doğal gaz ithalatının önüne geçilmiş oldu” dedi.
Fosil kaynakların hem hızla tükenmesi hem de çevreye olan zararlarının yanı sıra son dönemde artan doğal gaz fiyatları nedeniyle enerjide sürdürülebilirliği sağlamak için yenilenebilir enerji kaynakları hayati önem taşıyor. Yaşar Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Nurdan Yıldırım, yenilenebilir kaynaklardan elektrik üretiminin önemine dikkat çekerek, “Bu bağlamda, doğada bulunan ve kendini zaman içerisinde yenileyen, güneş, rüzgâr, jeotermal, biyokütle, hidroelektrik enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı hem dünyada hem de ülkemizde yaygınlaştı. 2021 yılı ağustos sonu itibari ile Türkiye’nin elektrik üretimindeki toplam kurulu gücü 98492,7 MW olurken hidroelektrik santralleri dahil toplam yenilenebilir enerji kurulu gücü ise bu miktarın yüzde 53.2’sini oluşturuyor. Bu oranın dağılımı ise yüzde 31,9 hidroelektrik, yüzde 10,2 rüzgâr, yüzde 7,5 güneş, yüzde 1,8 biyokütle ve yüzde 1,7 ile jeotermal şeklinde” diye konuştu.
221,04 milyar kilowatt saat
2021 yılı ağustos sonu itibari ile Türkiye’nin toplam elektrik üretiminin 221,04 milyar kilowatt saat olduğunu hatırlatan Doç. Dr. Nurdan Yıldırım, “Bunda hidroelektrik santralleri dahil toplam yenilenebilir enerji payı yüzde 37,7. Yenilenebilir enerji kaynakları santrallerindeki bu 83,27 milyar kilowatt saatlik elektrik üretimi, yaklaşık 16,5 milyar metreküp doğal gaz ithalatının önlenmesi anlamına geliyor. 83,27 milyar kilowatt saat elektriğin yenilenebilir enerji ile üretilmesi ile ayrıca yaklaşık 46 milyon ton karbondioksit salınımını da engellenmiş olmakta. Bir yetişkin ağacın yılda 6,5 ton karbondioksit tüketebildiği düşünüldüğünde, 7 milyon ağacın yılda tüketebileceği karbondioksite karşılık gelen bu rakamın önemi daha da anlaşılıyor” diyerek doğal zenginliğimiz olan yenilenebilir enerji kaynakları ile elektrik üretimiyle hem enerjideki dışa bağımlılığımızın önüne geçileceğini hem de karbon salınımının azaltılabileceğini hatırlattı.
“Yenilenebilir enerjide Ege Bölgesi çok şanslı”
Yenilenebilir enerji konusunda Ege Bölgesinin oldukça şanslı olduğuna da dikkat çeken Doç. Dr. Yıldırım, “Ege Bölgesi ve özellikle İzmir, rüzgâr ve jeotermal başta olmak üzere yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretiminde çoğunlukla lider durumda. Örneğin, illere göre rüzgâr enerjisi kurulu gücünde 1715,2 megawatt kurulu güç ile İzmir başı çekmekte” sözlerine yer verdi. Nurdan Yıldırım, Uluslararası Enerji Ajansına (IRENA) göre, hidroelektrik, biyoenerji ve jeotermal alanlarındaki kapasite artışlarıyla birlikte Türkiye’nin toplam kurulu gücünün, 2025 yılına kadar 22,8 gigawatt’lık ilavelerle yüzde 50 artmasının beklendiğini de belirterek, “Bu ilaveler, Türkiye’yi Avrupa’da 5. dünyada ise en çok kapasite artırıcı ülke yapacak. Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansına göre; 2050 yılına kadar yenilenebilir enerji kaynakları, küresel enerji ihtiyacının yüzde 86’sını karşılayacak. İngiltere bazlı yapılan bir araştırma sonuçlarına göre de Türkiye, yenilenebilir enerjiyi en çok kullanan ülkeler arasında 8. sırada yer alıyor” diyerek önümüzdeki yıllarda da yenilenebilir enerji alanındaki büyümenin süreceğini ifade etti.