Aydın’da tarım arazilerinin en büyük su kaynağı olan Büyük Menderes Nehri, son dönemde yaşanan kuraklık nedeniyle kururken, Aydın Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu ve Efeler Ziraat Odası Başkanı Mehmet Kendirlioğlu, kurumayı sadece nehir kuruması olarak düşünmenin yanlış olduğuna dikkat çekti.
Aydın tarımının can damarlarından olan Büyük Menderes Nehri, bu yıl yaşanan kuraklık ile birlikte adeta tamamen kurumanın eşiğine geldi. Aydın’da tarım arazilerinin en büyük su kaynağı olan Büyük Menderes Nehri’nin kuruması ise çiftçileri tedirgin etti. Yaşanan kuraklığın ardından nehrin de kuruduğunu gören Aydınlı çiftçiler endişelenirken, Aydın Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu ve Efeler Ziraat Odası Başkanı Mehmet Kendirlioğlu, kurumayı sadece nehir kuruması olarak düşünmemek gerektiğini ifade ederek “Barajlarda yeterli su olmamasından kaynaklanan bir kuruma var” dedi.
“Endişemiz önümüzdeki yıl”
Aydınlı üreticilerinin en büyük endişesinin 2021-2022 sulama sezonu olduğunu ifade eden Kendirlioğlu; “Aydın tarımı açısından 2020-2021 yılı sulama sezonunda gerçekten tarımsal kuraklık anlamda çok büyük sıkıntılar yaşadık. Geçtiğimiz Ocak, Şubat ve Mart ayları hatta Nisan ayını da bunun içerisine koyarsak, yağışlı aylarda Aydın yeterli yağış almadı ve barajlarımız yeterli derecede dolmadı. Barajlarımızdaki su maalesef bu sene yeterli olmadı ve sadece iki kat su verebildik. Çiftçilerimizle çok su isteyen bitkilerden kaçınmaya çalıştık. Gerek yeraltı sularıyla, gerek çiftçilerimizin birbirleriyle yardımlaşması ile bu sulama sezonunu şu anda atlatmış vaziyetteyiz. Bizim en büyük endişemiz önümüzdeki yıl. Çünkü bir önceki yıldan kalan bizim yüzde yirmi civarında barajlarımızda su vardı. Bu sene ise önümüzdeki yıl için söylüyorum bunu maalesef barajlarımızda şu anda hiç su yok” dedi.
“Barajlardan kaynaklı kuruma var”
Menderes’teki kurumanın sadece nehir kuruması anlamında düşünmenin yanlış olduğuna dikkat çeken Kendirlioğlu; “Yıllardır, Menderes Nehri yazın sadece barajlardan bırakılan sularla akmaya devam eder ve bu sene barajlarında yeterli su olmamasından kaynaklanan bir kuruma var. Yani, Menderes kurudu, artık Aydın’da Menderes’in etrafında tarım yapılamayacak, şekilde düşünmek yanlış olur. Böyle bir korku salmak da bana göre yersiz. Bu kış yine yağmurlarımız yeterli şekilde olur, barajlarımız yeterli şekilde dolarsa Menderes yine eski günlerine devam eder. Burada endişelenecek, korkulacak bir durum söz konusu değil” dedi.
“Artık çiftçi, Menderes’ten sulama yapmıyor”
Asıl endişe veren durumun kurumadan ziyade kirlilik oranın artması olduğunu vurgulayan Kendirlioğlu; “Ancak barajlarda yeterli su olmadığı için Menderes’teki kirlilik oranı da artıyor. En büyük sıkıntı burada. Yani su akmayınca, taze su nehrin içine girmeyince gerek evsel atıklar, gerek endüstriyel atıklar Uşak’tan başlayıp denize dökülene kadar su olmadığı için çok daha fazla görülebiliyor. Bu atıklar da maalesef Menderes’te hem kötü bir görüntü meydana getiriyor, hem koku anlamında büyük sıkıntılar çıkarıyor ve en önemlisi de tarımsal sulama anlamında büyük sıkıntılar meydana getiriyor. Bu sularla ilgili tarım mümkün değil, yapılamıyor. Yani şu anda çiftçilerimiz, mevcut olan o kirli suyu tarlasında tarımsal anlamda sulama yapmıyor. Artık artezyenler kullanılıyor. Özellikle sebzelerde ve meyvelerde bu tür suları maalesef kullanmıyoruz. Çünkü gerçekten çok kirli ve hem insan sağlığına zararlı hem de o bitkiye büyük zararlar veriyor. Sonuç itibariyle de üretim yapılamaz hale geliyor. Onun için barajlarımızdaki suyun muhakkak dolması gerektiğini söylüyoruz” dedi.
“Artık, su çok kıymetli”
Suyun daha tasarruflu kullanılabilmesi için modern sulama tekniklerine geçilmesi gerektiğinin altını çizen Kendirlioğlu; “Tasarruf deniliyor. Tamam tasarruf yapalım ama olmayan suyun da tasarrufu olmaz. Önce su olması gerekiyor sonra tasarruf yapmamız gerekiyor. Vahşi sulama tekniklerinden artık vazgeçmemiz gerekiyor ve modern sulama tekniklerine geçmemiz gerekiyor. Bunun için de devletimizin çiftçimize destek olması gerekiyor. Çünkü çiftçiler tek başına bunun altından kalkamayabilir. Modern sulama sistemlerinin dekarda bin lira ile 4 bin lira arasında masrafı oluyor. Bu sebeple özellikle tarım kredilerin ya hibe şeklinde ya da uzun vadeli kredi şeklinde destek olunması gerekiyor. Artık su çok kıymetli bir emtia ve bunu çok çok iyi değerlendirmemiz gerekiyor. En az su ile en çok sulamayı yapmamız gerekiyor, bunun başka alternatif yok. Bir an önce bu modem sulama teknolojilerine geçmeliyiz ki sürdürülebilir bir tarım olsun” dedi.