Manisa Hayvanları Koruma Derneği basın toplantısı düzenledi. HAKDEM Başkanı Reyhan Elbirliler yaptığı açıklamada, Yunusemre Belediyesi’nin Yunt Dağı’na yapacağını açıkladığı devasa bakımeviyle ilgili bazı eleştirilerde bulundu.
Devasa alanlara yapılan bakımevlerinin büyük problemlere yol açtığını ifade eden Reyhan Elbirliler basın açıklamasında konuyla ilgili şunları söyledi:
“Devasa alanlara yapılan bu bakımevlerinin yaşanan süreçte durumu ortada iken Manisa’da da devasa bir bakımevi yapılmaya başlanması yalnızca bizleri değil artık tüm Manisalıları endişelendirmektedir.
Aslında sokak hayvanı yoktur, sahipsiz hayvan vardır. Buna rağmen ; Yunusemre Belediyesinin “Sokak Hayvanları Doğal Yaşam Parkı Ve Rehabilitasyon Merkezi” adı altında inşaatına başlandığını basında yer alan haberlerden öğrendik. Hatta ihalesinin bile sonuçlandığını, birden bire inşaatına başlandığını gördük. Yapımına başlanan bu dev planlı bakımevinin 5199 Sayılı Yasa kapsamında “doğal yaşam alanı” olarak inşa edilemeyeceği açıktır. Bu konuda Doğa Koruma Milli Parklar 4.Bölge Müdürlüğünün kamuoyunu bilgilendirmesini de bekliyoruz.
117 bin metre karelik bakımevinin hem yapılacağı bölge olan Bağyolu Mahallesi, Yağcılar Mahallesi ile birlikte Yunt Dağı, Celal Bayar Üniversitesi Kampüsü ve Yunusemre ilçesi hayvan nüfusunda büyük artışa sebep olacağını öngörüyoruz.
Bağyolu Mahallesi, Yağcılar Mahallesi ile birlikte Yunt Dağı Mevkiinde inşaatın başladığı bölgenin endüstriyel tarım ürünleri yetiştirmeye uygun, hali hazırda palamut ağaçları ve Antep fıstığı ağaçlarının bulunduğu bir doğal çevredir. Ayrıca küçükbaş hayvancılık yapanlar Bakımevi inşaatı sınırında bulunan Hayvan İçme Suyu Göletlerini kullanmak zorundadır. Zaten hayvancılığın zor şartlarda yapıldığı bu bölgede, bakımevi faaliyete başladıktan sonra göletlerin ve bakımevi yapımı için belediyeye verilen 117 bin metrekare alanı artık kullanamayacağı ile ilgili endişeler halen giderilmediği gibi Manisa ‘da 2003 senesinde kurulan ve Manisa Büyükşehir Bakımevinin yapımında bizzat bulunan ve katkı sunan Derneğimiz de başından beri bu işin dışında tutulmaktadır.
Yine 5199 Sayılı Kanuna göre şuanda Yunusemre Belediyesi kendisi yakalama yaparak kısırlaştırılmak üzere köpekleri Manisa Büyükşehir Bakımevine bırakırken, bu bakımevi yapıldıktan sonra bakımevi olmayan ilçelerden gelen köpekleri ya kabul etmek zorunda kalacak ya da uzak ilçelerden bile yeni hayvanlar bu bölgeye atılacaktır. Bu öngörülerimizi iş işten geçmeden açıklıyoruz ki Yunt Dağında yaşayan vatandaşların da üzerimizde vebali kalmasın.
Soruyoruz; Bu dev bakımevi projesinin Yunt Dağının bir cazibe merkezi olmasını engelleme riski bu projenin sahipleri tarafından göze alınıyor mu?
Aslında çözüm ne olmalı?
Dünya Sağlık Örgütü’nün varsayımına göre, bir yerleşim biriminde nüfusun % 4-5 oranında sahipsiz hayvan bulmaktadır. Türkiye’de nüfusunun 80 milyon insan olduğu düşünülürse 5 milyon civarında sahipsiz hayvan olduğu tahmin edilmektedir. Bu sadece köpek sayısı değil bunun 1.5 milyonu kedi nüfusu olarak öngörülüyor, köpek sayısı da bu şekilde 3.5 milyon hesap ediliyor.
Türkiye’de 916 ilçe var ve bu ilçelerde her gün 10 kısırlaştırma yapılsa, 9160 kısırlaştırma bir günde yapılır. Böylece sadece ilçelerde bir yılda 2 milyon kısırlaştırmayla özellikle üretimin ve en önemli nüfus artış sebebi olan kırsal alanlarda bakılan Anadolu Çomarlarının kısırlaştırılması ve aşılanmasıyla bu durum artık bir sorun olmaktan tamamen çıkacaktır.
Manisa ilçe nüfuslarına bakılırsa yaklaşık hayvan sayıları ve bu sayıda hayvanı kısırlaştırmak için gerekli veteriner hekim ve personel sayıları çok çabuk belirlenebilir.
Devasa bakım evleri yerine her belediyenin kendi sınırları içinde en fazla birkaç dönüm yer işgal edecek bir bakımevi yapması ve kısırlaştırma merkezi-ünitesi kurması ve kısırlaştırmanın eşzamanlı olarak seferberlik halinde tüm ilde başlatılması ile 2 yıl gibi bir süreçte sahipsiz hayvan sayısında ciddi biçimde azalma olacaktır.
Küçük ölçekli bir kısırlaştırma ünitesinin 3-4 adet konteynır ve kulübeli sundurmalı 5-6 bahçelik alandan oluştuğu, bir veteriner hekimin bir günde çok rahat 10-15 köpeği kısırlaştırdığı göz önüne alınırsa, en küçük belediyenin bile asgari 2 veteriner hekim, tekniker ve bakıcı istihdam ederek yeterli sayıda kısırlaştırma yapacağı görülmektedir.
Kısırlaştırma gibi insani, tıbbi ve etik bir uygulama ile büyük bütçelere gerek kalmadan, belediyelerin kendi öz kaynakları ile sokak hayvanı sayısının ciddi biçimde kontrol altına alınacağı kesindir.
Yasaya göre nüfusu 75.000 i aşan belediyelerin 31.12. 2022 tarihine kadar bakımevlerini faaliyete başlatmaları gerekirken bitim süresine yaklaştığımız bu günlerde Akhisar, Alaşehir , Soma , Şehzadeler, Turgutlu, Yunusemre ilçe belediyelerinin bakımevi ruhsatlarını alarak faaliyete başlamadıklarını görüyoruz. Bu sebeple kısırlaştırma, aşılama bulunduğu yerde bakım hizmetlerini vermedikleri her gün bir hayvan veya bir insanı yani toplum ve çevre sağlığını tehlikeye attıklarını söylersek yanlış ifade etmiş olmayız.
O sebeple küçük belediye büyük belediye demeden her belediye bakım evi kurmalı , kısırlaştırma ve aşılama hizmetlerini yapmalı.”