Yaşar Üniversitesi Tarım Bilimleri ve Teknolojileri Fakültesi, 2021-2022 akademik yılında eğitime başlıyor. Tarımda, sektörün en önemli ihtiyacı olan nitelikli insan kaynağını sağlamak amacıyla hayata geçirilen fakülte, bu yıl Tarım Makineleri ve Teknolojileri Mühendisliği ile Tarım Ekonomisi bölümlerine 15’er tam burslu öğrenci alacak.
Hollanda’nın tarım bilimleri ve teknolojileri alanında dünya markası sayılan Wageningen Üniversitesi ve Araştırma Merkezi ile iş birliği gerçekleştiren Yaşar Üniversitesi Tarım Bilimleri ve Teknolojileri Fakültesi, 2021-2022 akademik yılında iki bölümde eğitime başlıyor. Yaşar Üniversitesi Araştırma ve Yenilikçilikten Sorumlu Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Levent Kandiller, tarım sektörünün en önemli ihtiyacının nitelikli insan kaynağı olduğunu dile getirdi.
Prof. Dr. Kandiller, “2021-2022 akademik yılından itibaren öğrenci alımına başlayacak Tarım Bilimleri ve Teknolojileri Fakültesi, ekonomik, sosyal ve çevresel sürdürülebilirlik konularında araştırmaları ve iyi tarım uygulamalarıyla tarım gıda sektörüne nitelikli katkı koyacak. Toplam dört bölümden oluşan fakültemiz, bu yıl Tarım Makineleri ve Teknolojileri Mühendisliği ile Tarım Ekonomisi bölümlerine 15’er tam burslu öğrenci alacak. Dünya genelinde, sürdürülebilir tarım politikaları hayati öneme sahip bir konu. Yaşar Üniversitesi olarak bu konuda üzerimize düşeni yapmak ve sektördeki eksiklerin giderilmesi, sektörün ihtiyacı olan nitelikli insan kaynağının yetiştirilmesini hedefleyerek yola çıktık” dedi.
Hollanda ile iş birliği
Hem Türkiye’yi hem de dünyadaki örnekleri çok iyi incelediklerini dile getiren Prof. Dr. Kandiller, “Türkiye’de tarım bizim için çok önemli; ama şunu da gözlemliyoruz; verimlilik sıkıntısı var, katma değer düşük. Hollanda’da, Konya Ovası kadar bir alanda dünya tarımına yön veriyorlar, yönetiyorlar. Türkiye’deki tarım katma değerinin 30 katını elde ediyorlar, sadece tarım katma değerini değil teknolojisini de üretiyorlar. Etrafındaki teknolojiyle daha da büyük bir katma değer oluşturuyorlar. Hollanda’daki Wageningen Üniversitesi ve Araştırma Merkezi, akademik alanda dünyada birinci. Bütün dünyanın dev sektör liderleri, onun araştırma merkezinin çevresinde toplanmış durumda. Dünya tarımına, dünya gıdasına yön veriyorlar. Üniversite ile araştırma merkezi yan yana ve gerçek problemlerle uğraşıyorlar. O model bizim için önemli ve bu kurumla iş birliği gerçekleştirdik. Yaşar Topluluğunun tarım ve gıda sektörlerindeki deneyimlerinden faydalanarak bir sinerji yaratmayı da hedefliyoruz. Çeşitli kurumlarla iş birliği yaparak eğitim müfredatını da hazırlamak amacıyla Avrupa Birliği projeleri geliştiriyoruz. İzmir’de, resmi kurumlardan sivil toplum kuruluşlarına, odalara borsalara kadar bütün ekosistemin paydaşları ile sektörün tüm ihtiyaçlarını, çözüm yollarını konuşuyoruz, çözüm için birçok iş birliği programı geliştiriyoruz” diye konuştu.
Prof. Dr. Kandiller, “Tarıma bakınca kaynaklara bakmak lazım. En önemlisi de insan kaynağı. Genç nüfus tarımdan uzaklaşıyor, büyük şehirlere, finansal piyasaya gidiyor; ancak muazzam bir çevreye duyarlı, tarıma duyarlı Z Kuşağı geliyor. Türkiye’deki tarımda, verim düşük, katma değer düşük, tarımsal alanlar miras nedeniyle çok bölünmüş durumda, yetiştirirken kullandığımız ilaçlar, gübreler. Hızlı üretim almak için o yıl para kazanmak için gelecek yıllarımızı biraz feda etmişiz. Bütün bunlara baktığımızda tarıma bütüncül bir bakış açısıyla bakmak gerekiyor. Biz mühendislik mesleğinin tarım alanına uygulanmasının getirisinin çok yüksek olacağını görerek böyle bir yola çıktık. Türkiye tarım teknolojilerine aç ve bizim muazzam telekomünikasyon teknolojilerimiz var. Teknoloji, bize çok hızlı analiz imkânı veriyor; toprak analizleri, uydudan analizler, hava koşulları, su koşulları, kuraklık koşulları bununla ilgili analizler veriyor. Sensörler yardımıyla birçok veriye ulaşmak mümkün. Aldığınız kararları, veri toplayarak ve bilimsel analizlerle yaptığınız zaman verimlilik artıyor. Deneyime değil veriye dayalı tarım, aslında dijital teknolojilerle mümkün. Mühendislik bilimlerinde bu teknoloji geldi, ancak tarımı bilen yok. Bizim bu ikisini birleştirmemiz, iyi örnekleri göstermemiz, uygulatmamız ve yaygınlaştırmamız gerekiyor. Bu teknolojileri kuracak, sürdürecek, geliştirecek, yaygınlaştıracak insan kaynağını yetiştirmek için yola çıktık” dedi.
“Uzaktan eğitim teknolojilerinde çok güçlü bir üniversiteyiz”
Fakültede bölümlerinin yüzde 100 İngilizce eğitim vereceğini söyleyen Levent Kandiller, eğitim hakkında da şu bilgileri aktardı:
“İngilizce hazırlık eğitiminin ardından lisans müfredatları, tüm bölümlerde birinci yıl aynı ders programından oluşacak. Eğitimin son yılında ise tamamen sektörde geçirilecek uzun dönem stajı olacak. Uzaktan eğitim teknolojilerinde çok güçlü bir üniversiteyiz. Salgın dönemi öncesinde planlamıştık. Öğrenciler bir yıl sektörde iken uzaktan derslerini almaya devam edecek. Yalnız öğrencilerimiz sektöre tek başlarına gitmeyecek. Dört kişilik bir ekip olacak; bir akademisyen bir de sektörel danışmanın yer aldığı ekiple uzun dönem staj programında önce sektörü tanıyıp analiz ederek bitirme projelerinde ne yapmak istediklerine karar verecekler, sonra o projeyi gerçekleştirecekler, uygulayacaklar ve ancak o zaman mezun olacaklar. Fakülteden mezun olacak öğrenciler; doğal kaynaklarını sürdürülebilir şekilde değerlendirmek, inovatif teknolojilerle toplumun ihtiyaç duyduğu gıdaya erişimini en etkili şekilde sağlamak ve sürdürülebilir tarım için büyük katkı sağlayacak.”
Tüm öğrencilere yüzde 100 eğitim bursu
2021-2022 ve 2022-2023 akademik eğitim dönemlerini kapsayacak ilk iki yıl için fakülteyi tercih edecek tüm öğrencilere, yüzde 100 eğitim bursu verilecek. Tarım Bilimleri ve Teknolojileri Fakültesi, bu yıl, Tarım Makineleri ve Teknolojileri Mühendisliği ile Tarım Ekonomisi bölümlerine 15’er olmak üzere toplam 30 tam burslu öğrenci alacak.