Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi ve Umut Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Timur Demirbaş, vakfın 2020 Türkiye Silahlı Şiddet Haritası Raporu’na dikkat çekerek her yıl onlarca insanın bireysel silahlı olaylar sonucu hayatını kaybettiğini hatırlattı. Rapora yansıyan 3 bin 682 olayın bin 303’ünde tüfeklerin kullanıldığını söyleyen Demirbaş, ruhsatsız av tüfeği sahibi olmanın yalnızca 944 TL idari para cezasının bulunduğunu belirterek, idari suç niteliğinden çıkartılıp 6136 Sayılı Kanun’da olduğu gibi hapis cezası ile cezalandırılması gerektiğini belirtti.
Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Timur Demirbaş, bireysel silahlanma ile mücadele eden ve kendisinin de yönetim kurulu üyesi olduğu Umut Vakfının, 2020 Türkiye Silahlı Şiddet Haritası Raporu’nu önceki gün yayınladığını belirtti. Rapora göre; 2020 yılında basına yansıyan 3 bin 682 silahlı şiddet olayında 2 bin 40 kişi hayatını kaybederken 3 bin 688 kişi de yaralandı. Bu silahlı olayların 3 bin 128’inde ateşli silahlar (bin 303’ünde tüfek, bin 825’inde tabanca), 554’ünde ise kesici ve delici aletin kullanıldığı açıklandı. Vakfın hazırladığı 2020 raporu, pandemi sürecinde şiddetin azalmadığını, 2019’a göre geçen yıl 59 olay daha fazla yaşandığını ortaya koydu. 3 bin 128 olayda ateşli silahlar kullanılırken çok düşük fiyatlarla kaçak olarak alınabilen pompalı-av tüfeği vb. tüfeklerle işlenen suçlar bu olayların yüzde 41,65’ini, tabancalarla işlenen suçlar da yüzde 58,35’ini oluşturdu. 554 vakada ise kesici delici aletler kullanıldığı görüldü. Ege Bölgesi’nde bu olaylarda 314 kişi ölürken 450 kişi yaralandı. Geçen yıl İzmir’de 173 olay yaşandı. Aydın 96 olayla ikinci, Manisa 64 olayla üçüncü sırada yer alırken Denizli 58, Muğla 43, Afyon 38, Kütahya 36, Uşak 18 olayla sıralandı.
“Yeni düzenlemeler sevindirici ama yeterli değil”
Prof. Dr. Timur Demirbaş, “25 Mart 2020 tarih ve 7226 sayılı Kanun ile 2521 sayılı Avda ve Sporda Kullanılan Tüfekler, Nişan Tabancaları ve Av Bıçaklarının Yapımı, Alımı Satımı ve Bulundurulmasına Dair Kanun’da yapılan değişiklikle pompalı ya da av tüfeği olarak bilinen silahların izinsiz ya da izin belgesine aykırı üretim, satış ve reklam yasağına ilişkin olumlu düzenlemeler yapıldı. Buna göre izinsiz üretim yapanlara 5 yıla, yasa dışı satışını yapanlara 3 yıla kadar hapis cezası getirildi. Herhangi bir mecrada yazılı, görsel, işitsel ve benzeri yollarla ticari reklamı veya tanıtımının yapılamayacağı, bu silahların kullanılmasını özendiren veya teşvik eden kampanyalar düzenlenemeyeceği de yasaya eklendi. Bu kanunla birlikte merdiven altı üretim yapan ve faaliyet izni olmadan üretim yapan imalatçılar ve aynı zamanda sosyal medya üzerinden kanun dışı kapıda ödemeli ve faturasız ucuz tüfek satan kişilere de büyük ve etkili cezalar gelmesi sevindirici. Örneğin, internette ya da sosyal medyada bu silahların reklamını yapmanın cezası bu yıl 114 bin 326 TL oldu. Hem bir hukukçu hem de bireysel silahlanmaya karşı mücadele eden Umut Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi olarak öncesinde defalarca çağrıda bulunduğumuz bu değişiklikten memnuniyet duyuyorum. Ancak ruhsatsız tüfek sahibi olmakla ilgili yaptırımların hala herhangi bir caydırıcılığı bulunmuyor” dedi.
“Ruhsatsız tüfek sahibi olmaya da hapis cezası getirilmeli”
Tüm bu düzenlemelerin hep istedikleri ve sevindirici gelişmeler olduğunu, ancak ruhsatsız tüfek sahibi olmakla ilgili yaptırımların hala herhangi bir caydırıcılığı bulunmadığını vurgulayan Demirbaş, “2521 Sayılı Kanun’un 13’üncü maddesinde yalnızca idari para cezası öngörüldüğü için bu silahlar kasten öldürmeden, yağmaya kadar birçok suçta rahatlıkla kullanılabiliyor. Nasıl 6136 Sayılı Kanun’da tabanca gibi ruhsatsız silahları taşımanın cezası 3 yıla kadar varan hapis, silah veya mermilerin sayı veya nitelik bakımından otomatik tabanca vb. gibi vahim olması halinde ise 8 yıla hapisse daha öldürücü güce sahip olduğu halde namlu içinde yiv ve set bulunmadığından bu kanun kapsamında değerlendirilmeyen ruhsatsız av tüfekleri için de yapılacak düzenleme ile hapis cezası getirilmeli. Ayrıca, yeni yasal düzenlemelere karşın özellikle sosyal medya üzerinden kaçak satış yapılmasına yönelik sıkı denetimler olmalı” diyerek yaptırımların caydırıcı hale getirilmesi ve etkin mücadele durumunda bu suçlarda azalma olacağını söyledi.
“Suçluluğun önlenmesi açısından hayati önemde”
Her gün gerek ülkemizde gerekse de dünyada silahlanmanın boyutunun geldiği aşamaya ve insanların mağduriyetine tanık olduğumuzu hatırlatan Prof. Dr. Timur Demirbaş, “Sokaklarda yaşanan çatışmalara, düğünlerde, asker uğurlamalarında rastgele ateşlenen ve çoğunluğu internetten bile basitçe satın alınabilen ruhsatsız silahlarla işlenen cinayetlere tanık oluyoruz. Pek çok masum insan bu nedenle ne yazık ki yaşama veda ediyor. Silah bulundurmanın kendisinin suç olması yanında, silahın genellikle diğer suçları işlemede araç olarak kullanılması nedeniyle silahlanmanın önlenmesi ve kolluğun etkin denetimi, suçluluğun önlenmesi bakımından da hayati önemde” diye konuştu.