Pandemi dönemiyle birlikte daha fazla kullanılmaya başlanan karton bardaklar insan sağlığını olumsuz etkiliyor. Aydın Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Filiz Abacıgil, dayanıklılık sağlamak için iç yüzeyinin polietilen plastik ile kaplanan karton bardakların, sıcak suya maruz kalmaları ile birlikte bu tabakaların bozularak bardak içindeki sıvıya mikroplastikler karışabildiğini ve bu durumun da kansere yol açabildiğini belirtti.
Plastiklerin insan sağlığı üzerine olumsuz etkilerinin artması ile birlikte tek kullanımlık kağıt ve kartonlar en yaygın tercih edilen gıda paketleme ile tüketme ürünleri arasında yer aldı. Uygun fiyatlı olmaları, kolayca temin edilebilmeleri, hafif olmaları, neme ve mikrobiyal etkilenime karşı bariyer oluşturabilmeleri nedeniyle son yıllarda giderek kullanımları daha da arttı. Bu ambalaj ürünlerinden birini de tek kullanımlık bardaklar oluşturuyor.
Aydın Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Filiz Abacıgil, karton bardakların tehlike saçtığını ifade etti. Karton bardakların dayanıklılık sağlanması için içerisinin polietilen plastik ile kaplandığını ifade eden Abacıgil, “Tek kullanımlık bardakların yüzde 90-95 gibi büyük bir kısmı kağıttan yapılmış olmakla birlikte, su geçirmezlik, esneklik ve dayanıklılık sağlamak için iç yüzeyi, polietilen plastikten ve bazen de kopolimerlerden yapılmış hidrofobik bir filmle kaplanıyor. Yapılan çalışmalar, sıcak suya maruz kalmaları ile birlikte bu film tabakasının bozulduğunu, bardak içindeki sıvıya mikroplastiklerin yani 1 nanometre – 1 milimetre arası plastik parçacıkların, florür, klorür, sülfat, nitrat gibi iyonlar ile kurşun, krom, kadmiyum gibi ağır metallerin geçtiğini göstermektedir” dedi.
Prof. Dr. Abacıgil, çay ve kahve gibi sıcak içecekleri tüketirken düzenli olarak mikroplastik, iyon ve ağır metal yutulması, gelecekte potansiyel sağlık risklerine yol açabildiğini kaydederek, “Sıcak suya maruz kalan karton bardaklar, kanser, hormonal bozukluklar, sinir sitemi ile ilişkili etkiler ve kromozomal bozukluklar gibi olası sağlık riskleri ortaya çıkartabilmektedir. Mikroplastiklerin potansiyel insan sağlığına etkileri, maruziyet süresi ve miktarının yanı sıra büyük ölçüde parçacık özelliklerine bağlı olmaktadır. Özellikle mikroplastik parçacıklardan daha küçük yapıdaki 1 nanometre ile 1 milimetre arası plastik parçacıklar olan nanoplastikler insan sağlına daha fazla olumsuz etkilere neden olabiliyor. Bu yapıların insan dokuları ile etkileşimi neticesinde kümülatif etki ile parçacık toksisitesi meydana gelebileceği, üretiminde kullanılan katkı maddeleri ve bulundukları ortamda üzerlerinde biriken kirleticiler nedeniyle kimyasal toksisite oluşturabileceği ifade edilmektedir. Yine bu yapılarda mikrobik kirlilik oluşturması durumunda da hastalıklar oluşabilmektedir” diye konuştu.
Mikroplastiklerin çevreye etkisi de oldukça fazla
Tek kullanımlık kağıt bardak tüketiminin çevre üzerine de ciddi olumsuz etkileri olduğunu ifade eden Prof. Dr. Abacıgül, “Bilinenin aksine kağıt bardakların geri dönüşümü oldukça düşük düzeylerdedir. İngiltere’de günde yaklaşık yedi milyon bardak tüketildiği ve yılda yaklaşık 30 bin ton kağıt bardak atığı üretildiği belirtilmektedir. Buna karşın dört yüz kağıt bardağın birinden azının geri dönüşümünün sağlanabildiği gösterilmiştir. Ülke bazlı kullanım miktarları üzerinden dünya geneli için yapılan hesaplamalarda, yıllık 300 milyara yakın tek kullanımlık bardak tüketildiği belirtilmektedir. Kağıt bardaklar, uygun olmayan şekilde toplanma ve imha edilmeleri nedeniyle çevreye mikroplastiklerin yayılmasına neden olabilmektedir. Özellikle atık suların deşarj edildiği su alanlarında, mikroplastikler midye ve benzeri gibi su canlılarınca alınabilmekte ve böylece su kaynaklarında görünmez tehlikeye dönüşebilmektedir. Su canlılarının insanlarca tüketimi ve böylece mikroplastiklerin besin zincirine dahil olmaları nedeniyle insanlara geçişin potansiyel zararlı etkilerinin olabileceği de vurgulanmaktadır. Mikroplastiklerin gıdalarda, sularda gösterilmeleri, sindirim yoluyla insana geçişin olabileceğini düşündürmektedir. Bu yapıların insan sağlığı üzerine etkileri ile ilgili araştırmalar devam etmekle birlikte, daha pek çok kanıta dayalı çalışmaya ihtiyaç vardır” ifadelerini kullandı.
Yeniden kullanılabilen ürünler tercih edilmeli
Prof. Dr. Abacıgül yeniden kullanılabilen ürünlerin tercih edilmesi gerektiğini sözlerine ekledi ve şunları kaydetti; “Gelişmesi olası zararlı etkilenimleri önlemek ve ihtiyatlı davranmak için tek kullanımlık ambalaj ürünlerinin gereksiz tüketiminden kaçınılmalı, yeniden kullanılabilir, temizlenebilir ürünlerin tercih edilmesi yönünde çaba sarf edilmelidir.“