Nasa’nın yarışması için hazırlık yapan grup, operasyonel ekipler için de yeni bir ürün geliştirdi

Geçtiğimiz ay Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA)’nın 1 milyon dolar ödüllü ‘Derin uzay gıda yarışması’na yaptığı hazırlıklarla gündeme gelen Karya Farma HBX AR-GE (BAP)bu defa operasyonel ekipler için yeni bir çalışma başlattı. Endemik bitkiler üzerine yaklaşık 15 yıldır çalışan ve bu süreçte 17 patent almayı başaran Karya Farma HBX Ar-Ge Koordinatörü Hakan Başlık, HBX-2371T13 [TRX-323] serisi ile başta asker, polis olmak üzere savunma sektöründe, ardından kurtarma ve söndürme teşkilatlarında kullanılacak bir ürün üzerinde çalıştıklarını söyledi.
ADÜ Teknokent’te Karya Farma HBX AR-GE (BAP) adıyla çalışmalarını sürdüren firmanın Koordinatörü Hakan Başlık, tarihten bu yana birçok medeniyete ev sahipliği yapan ve aynı zamanda Kur’an-ı Kerim’de adına sure inen incir’in ve zeytinin ana vatanı olan Aydın’daki endemik bitkilerle oluşturdukları (Antikoil) HBX-2371 adlı ürünün yeni serilerini ürettiklerini kaydetti.
HBX-2371T13 [TRX-323] adını verdikleri ürünün İçeriğinde antibakteriyel, antiviral ve antiparaziter özelliklerinin yanında bileşeninde içilebilir sıvılarla vücut direncini bağışıklık sistemini kuvvetlendirici özelliklere de sahip olduğunu kaydeden Başlık, “Bu çalışma ile Ege’nin endemik bitkilerini başta tıp dünyası olmak üzere diğer alanlarda da kullanılmasını amaçlıyoruz. Daha önceki çalışmalarımızda bir gıda ürününün beslenmeye yönelik uygun niteliklerinin yanı sıra, vücudun bir ya da daha fazla hedef işlevini daha sağlıklı ve iyi duruma getirmek ve/veya hastalık riskini azaltmak üzere çalışmalar yaptık ve bu çalışma oldukça yararlı bulunmuştu. Şimdi de operasyonel durumda oldukları için uzun süre bot giymek zorunda kalan başta güvenlik güçleri olmak üzere, kurtarma ve söndürme görevlileri için ürünümüze mantar (antifungal) önleyici özellikler ilave ettik. Bu aynı zamanda suda çalışmak zorunda olan balıkçılardan, sulu tarım yapan çiftçilerin de kullanabileceği bir ürün olacak. Bunun yanında ürün antimikrobiyal özelliği taşıdığından içmek için çok uygun koşulları taşımayan suları da içilebilir hale getirmeyi hedefliyoruz” diyerek Türkiye’nin bir çok önemli Üniversiteleri ile birlikte sürdürdükleri deneme çalışmalarından olumlu sonuçlar aldıklarını belirtti.