Neredeyse tüm dünyayı saran korona virüsünün, turizmi ve dünya ekonomisini olumsuz yönde etkileyeceğini belirten Turizm İşletmeciliği Uzmanı Prof. Dr. Derman Küçükaltan, “Korona virüsü krizi turizm sektörünün tetiklediği yaklaşık 45 sektörü daha olumsuz yönde etkileyecek” dedi.
İzmir Kavram Meslek Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Derman Küçükaltan, Çin’de ortaya çıkıp dünyanın çeşitli ülkelerine sıçrayan korona virüsü krizinin turizm ve ekonomiye yansımalarını değerlendirdi. Korona virüsünün sadece turizmi değil ülke ekonomilerini de olumsuz etkileyeceğini vurgulayan Küçükaltan, “Turizm, tüm sektörleri tetikleyen lokomotif bir sektördür. Çünkü gelen turist sadece otele harcama yapmıyor. Duruma sadece otelcilik endüstrisi veya turizm açısından bakmamak gerekiyor. Korona virüs krizi turizm sektörünün tetiklediği yaklaşık 45 sektörü daha olumsuz yönde etkileyecek. En azından kısa vadede dünya ekonomisinde düşüş devam edecek. Çin, dünyanın ikinci büyük ekonomisine sahip ve dünya ekonomisinin yüzde 16’sını elinde tutuyor. Çin’de üretilen mallar bütün ülkelere yayılıyor. Ülkeler ister istemez Çin’den ürün ithal etmekten kaçınacak. Bu, dünya ticaretinde bir yavaşlamayı da beraberinde getirecek. Tıp uzmanlarının verdiği bilgilere göre, yaz aylarına girildiğinde virüsün etkisi azalacağı için özellikle turizm açısından daha olumlu gelişmeler bekliyoruz” diye konuştu.
“Biyolojik kriz”
Krizlerin belli türleri olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Derman Küçükaltan, “Doğal afete dayalı kriz, ekolojik kriz, ekonomik kriz, terör krizi ve biyolojik kriz gibi krizlerin belli türleri vardır. Korona virüsü ise ‘biyolojik kriz’ olarak adlandırıyoruz. Bu durumun tüm sektörlere olduğu gibi turizm sektörüne de olumsuz yansımaları oluyor. Turizm, talep esnekliği yüksek olan bir sektördür. Herhangi bir kriz durumunda turist, destinasyonunu değiştirebiliyor, rezervasyonunu iptal edebiliyor. Ancak bu kriz türü nedeniyle uluslararası seyahatlerde büyük ölçüde azalma olduğunu görüyoruz ve görmeye devam edeceğiz” ifadelerine yer verdi.
“İnsanlar seyahatten imtina ediyor”
Biyolojik krizlerin diğer kriz türlerinden farklı olduğunu, korona virüs riskine karşı insanların seyahat etmekten çekineceğini savunan Küçükaltan, “İnsanlar seyahatten imtina ediyor. Örneğin herhangi bir ülkede savaş veya terör varsa turist destinasyonunu değiştirir. Fakat biyolojik kriz söz konusu olduğunda durum değişiyor. Biyolojik kriz durumunda insanlar toplu taşımaya binmeye çekiniyor. Ülkemizde şu ana kadar korona virüsü vakası görülmedi ama Avrupa’nın çeşitli ülkelerine sıçradı. Bu krizi Türkiye olarak fırsata çevirme ihtimalimiz var ama biyolojik krizler söz konusu olduğunda insanlar seyahate çıkmaktan çekinirler. Bu da krizi fırsata çevirme konusunda bu gibi virüslerin toplumsal özelliği nedeniyle daha az bir etkiye neden oluyor. Virüsün Türkiye’ye sıçramaması, ülkemize yönelik olumlu propaganda açısından önemli. Bu Türkiye için kazanım olacaktır” dedi.
“Gidiş-gelişler önemli ölçüde azalacak”
Bazı hava yolu şirketlerinin Çin bağlantılı uçuşlarını durdurduğunu hatırlatan Küçükaltan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Geçen sene Çin’den Türkiye’ye 22 bin turist geldi. Bir turistin ortalama harcaması 680 dolar civarındadır. Yani geçen yıl sadece Çinli turistlerden 15 milyon liralık gelir elde edilmiş. Bu sene bu rakamın gerçekleşmeyeceğini düşünüyoruz. Geçen sene 8 milyon Türk vatandaşı yurt dışına çıktı. Bu oranın büyük bir kısmı bu yıl yurt dışına çıkışlarını erteleyecek. Hem Çin’den Türkiye ve diğer ülkelere geliş, hem de Türkiye’den yurt dışına gidiş önemli ölçüde azalacak.”