Katarakt ameliyatıyla birlikte miyop, hipermetrop, astigmat gibi görme kusurlarını da ortadan kaldıran akıllı göz merceği uygulaması hakkında bilgiler veren Dr. Yeşilbalkan, “Bu tedavi yönteminin belirlenmesinde kişinin göz yapısı, yaşı, mesleği, sosyo-kültürel seviyesi belirleyici etken oluyor. Uygun görülürse kişi ömür boyu uzak-yakın gözlüğü kullanmadan günlük aktivitelerin hepsini yapabiliyor” dedi.
Katarakt ameliyatında uygulanan akıllı göz merceği tedavisi ile kişilerin uzak-yakın gözlüklerini de bıraktığını ifade eden Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Tayfun Yeşilbalkan, “Kişinin yaşı, mesleği, sosyo-kültürel seviyesi, uğraşıları, hobileri, istedikleri ameliyatı ve ameliyatta kullanılacak merceği belirlemedeki önemli etkenler. Örneğin kişi şoför ise işi gereği uzağı, kişi yazar ise yakını görmeyi daha çok kullanacak, bir sanatkar ise yakın görmenin daha konforlu olmasını isteyecektir. Bir eğitimci ise hem uzağı hem yakını iyi görmek isteyecektir. Bunu seçerken muhakkak ileri ölçümler yapılmalıdır. Katarakt ameliyatına karar verirken katarakt dışında başka bir problem yoksa yani gözün korneasında, özellikle de göz bebeği noktasında, irisinde, sinir tabakasında, görme sinirinin makulasında (sarı noktasında) sorun yoksa korneadaki ölçümleri de uygunsa, kişinin beklentisini karşılayabilecekse akıllı mercek yöntemi çok güvenilir bir yöntemdir. Eğer kişinin korneasında, görme aksında, irisinde, retinasında ciddi önem arz eden bir problem varsa o zaman tek odaklı kişiye özel mercekleri tercih ediyoruz. Biz bu kişileri gözlükten kurtarabilme prosedürüne giriyoruz. Uzak-yakın gözlüğü kullanmadan günlük aktivitelerin hepsini yapabiliyor” diye konuştu.
“Detaylı göz muayenesi şart”
Akıllı göz merceği uygulaması öncesi detaylı göz muayenesinin şart olduğunu belirten Atagöz Göz Hastalıkları Dal Merkezi Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Tayfun Yeşilbalkan, “Biz gözlüğü bırakmak isteyen kişilere öncelikle detaylı göz muayenesi yapıyoruz, bu muayene içinde göz tansiyonundan, retinaya, sinir tabakasına, görme merkezine, görme siniri başına bakıyor hepsini ölçüyoruz. Hastanın ‘ben geldim, bunu olacağım’ demesiyle değil, göz yapısı uygunsa bu teknik uygulanabiliyor” ifadelerini kullandı.
“Kataraktın tek tedavi yöntemi cerrahi”
Kataraktın tek tedavisinin cerrahisi olduğunun altını çizen Op. Dr. Tayfun Yeşilbalkan, şöyle devam etti: “Katarakt göz merceğindeki şeffaflığı yitirmeye bağlı az görmedir. Hastalar bize genelde ’iyi göremiyorum’ şikayetiyle geliyorlar. ‘İyi göremiyorum’ kısmını açacak olursak puslu, perdeli, bir suyun arkasından, bir buharın, bir dumanın arkasından görme şeklinde ifade edebiliyorlar. Bunun dışında katarak ile birlikte katarakt buğusu olarak ışık hassasiyeti, gözlerde zaman zaman sulanma, tuhaflık, farklılık, ağırlık gibi hissiyatlarla görmede azlık olabiliyor. Kataraktın bilinen tek tedavisi cerrahidir. Cerrahi dışında başka bir tedavi seçeneğimiz yok.”
“Beyin ve göz koordinasyonu sağlandıkça görme iyileşiyor”
İyi görmenin beyin ve göz koordinasyonuyla sağlandığına değinen Dr. Yeşilbalkan, “Beyin-göz koordinasyonu iki göz ameliyat olduktan sonra birinci hafta iyi bir seviyeye geliyor, bazen bir aya kadar uzayabildiği de ender olsa da görülebiliyor. Beyin ve göz koordinasyonu sağlandıkça görme iyileşiyor” dedi şu bilgileri verdi: “Akıllı mercek hastada ömür boyu kalıyor, yani hasta ömür boyu numaralı gözlük kullanmaya ihtiyaç duymuyor, ek bir bakım, ek bir müdahale gerektirmiyor. Ameliyat sonrası özellikle 3 gün bizim için önemli, eğilmek, toz, duman, rüzgar gibi etkenlerden kendimizi koruyoruz. Su değdirmemeye çalışıyoruz. Ortalama 2-3 hafta ilaç tedavisi sürerken özen göstermek gerekiyor. Hasta gezebilir fakat deniz, havuz, sauna, güneşlenme gibi eylemlerde bir müddet dikkat etmek gerekiyor. Güneş gözlüğü kullanılabilir.”