İzmir’in Konak ilçesinde kaçak kazı sonucu gün yüzüne çıkan 2 bin yıllık mozaik ve Roma villası kalıntıları hakkında bilgi veren İzmir Arkeoloji Müzesi Müdürü Hünkar Keser, “Bu alanda kamulaştırma yapılırsa ve üzerindeki tescilli olmayan niteliksiz yapılar yıkılırsa bilimsel arkeolojik kazılar yapılabilir ve villanın tamamı açığa çıkarılabilir” dedi.
İzmir İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık Suçlarıyla Mücadele Şubesi Kültür ve Tabiat Varlıkları Kaçakçılığı Büro Amirliği ekipleri, Agora Ören Yeri ve tarihi Kemeraltı Çarşısı’nın yakınlarında, araçların giremediği dar sokaklar arasında bulunan bir ikametin bahçesinde kaçak kazı yapıldığı bilgisi üzerine çalışma başlatmış, yaklaşık bir ay süren teknik ve fiziki takibin ardından ekipler, bir ay önce adrese operasyon düzenlemişti. Tünel kazarak yerin yaklaşık 10 metre altındaki tarihi kalıntıları çıkarmaya çalıştıkları belirlenen 3 kişi yakalanırken, baskının ardından polis ekiplerinin bilgilendirmesi üzerine İzmir Arkeoloji Müzesi uzmanları bölgede inceleme yapmıştı. İncelemelerde, bir kuyudan merdivenle inilen bölgede, erken Roma dönemine ait 2 bin yıllık mozaik ve Roma villasının bazı kalıntıları tespit edildi. Romalı bir zengine ait olduğu değerlendirilen Roma villasında, ellerinde horoz olan iki Eros figürünün yer aldığı mozaiğin bir benzerinin daha bilimsel kazı çalışmalarıyla ortaya çıkması bekleniyor. Kaçak kazı sonrası gün yüzüne çıkan Roma villası hakkında konuşan İzmir Arkeoloji Müzesi Müdürü Hünkar Keser, “Bu alanda kamulaştırma yapılırsa ve üzerindeki tescilli olmayan niteliksiz yapılar yıkılırsa bilimsel arkeolojik kazılar yapılabilir ve villanın tamamı açığa çıkarılabilir. İlk aşamada alanın konservasyonunu yapacağız. Bu şekilde kalmasını sağlamak zorundayız. Daha sonra kaçak kazı çukurlarını dolduracağız. Hukuki süreç ve korumayla ilgili süreçlerimiz tamamlandığında ancak o zaman burada bilimsel kazılara başlayabiliriz” diye konuştu.
“Sivil mimarlık alanına ilişkin çok önemli bilgiler veriyor”
Kaçak kazı sonucu ortaya çıkan alanın bir Roma villası olduğunu belirten Keser, “Bizim açımızdan buradaki önemli kısım, bölgenin sivil mimarlık alnına ilişkin çok önemli bilgiler veriyor olması. Burada iki katlı bir villa söz konusu. Bir avluya sahip ve avlu etrafında odaların olması gerekiyor. Alt katta mutfak, salon, yemek odası ve diğer odalar, üst katta da yatak odası ve benzeri odaların olması gerekiyor. Yaşam, tamamen avlu etrafında dönüyor. Dışa açılan pencereleri yok. Işığı, güneşi ve suyu toplayıp bütün yaşam gereçlerini burada sağlıyorlar. Tabanda çok güzel bir mozaik var. İki Eros’un horoz tuttuğu ve horoz dövüşlerine hazırlık sahnesi betimlenmiş. Çok renkli bir mozaik. İncelediğimizde, mimarisi düzgün bir sütün görüyoruz. Hemen arkasında da su künkü görüyoruz. Bu su künklerinde temiz ve pis su giderleri ayrıca kullanılıyor. Çoğu zaman da dönemin ısıtma sistemine ilişkin veriler de veriyor. Ciddi bir araştırma yapılırsa alttan ısıtma sistemlerine buradan rastlayabiliriz” bilgisini verdi. Keser, bulunan kalıntıların bölgenin sivil yerleşimine ilişkin ilk bulgular olduğunu, bu sayede dönemin sivil yaşamına ilişkin bilgilerin bu Roma villasından alınabileceğini belirtti.
2. derece sit alanı oldu
Öte yandan, yaşamın günümüzde de devam ettiği bölge, Roma villası bulunmadan önce 3. derece arkeolojik sit alanıydı. Ancak kaçak kazılar sonucu alanın tespit edilmesiyle birlikte İzmir 1. Numaralı Kültür Varlıklarını Bölge Kurulu, alanı 2. derece arkeolojik sit alanı ilan etti. Kaçak kazı sırasında alana zarar verildiğini dile getiren Keser, “Yapının bir kısmını tepeden delip girmişler. Yetmemiş, tabanın da altına inmişler. Aslında bu tabanın altında o döneme ilişkin yeni bir yapı beklemiyoruz ama alt tabakada farklı bir iz de olabilir” sözlerine yer verdi.
Su çıkarmak için kazmışlardı
Polis ekipleri, kaçak kazı olayıyla ilgili ev sahibi A.E., kiracı M.Ç. ve H.Ş.’yi ifadelerini almak üzere emniyete götürmüş, şüphelilerin emniyetteki ilk ifadelerinde, su çıkarmak için evin bahçesinde sondaj yaptıkları sırada iş makinesinin belli seviyeden sonra ilerlemediğini fark ettiklerini, bunun üzerine kazma kürekle kuyuyu kazdıklarında kalıntıları bulduklarını söyledikleri öğrenilmişti.