Türkiye’nin önemli tarım kentlerinden olan Aydın’da, genç nüfusun tarımdan uzaklaşması ile birlikte tarımla uğraşan vatandaşların yaş ortalaması 59’a yükseldi.
Aydın’da köyden kente göçlerin artması başta olmak üzere çeşitli sebepler dolayısıyla kırsal kesimlerde nüfus ile birlikte çiftçi sayısı da gün geçtikçe azalmaya başladı. İl genelinde ziraat odalarına kayıtlı yaklaşık 130 bin çiftçi bulunurken, gençlerin tarımla uğraşmaktan kaçınması ise dikkat çekiyor. Gençlerin tarımdan uzaklaşması ile birlikte Aydın genelindeki çiftçilerin yaş ortalaması da 59’a yükseldi.
Aydın’da tarımın sürdürülebilir olması adına gençlerin tarıma teşvik edilmesi gerektiğine dikkat çeken Aydın Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu ve Efeler Ziraat Odası Başkanı Mehmet Kendirlioğlu, bir an önce alınacak önlemler ile köydeki vatandaşların köyde ve tarımda tutulması gerektiğini belirtti. Aydın ekonomisinin tarıma dayalı olduğunu da hatırlatan Kendirlioğlu, çiftçinin tarımdan uzaklaştığı anda geri dönmesinin çok zor olduğunu vurguladı.
“Gençler tarım yapmak istemiyor”
Tarımı, üretiminin dışına çıkarmanın ve çiftçiyi küstürmenin mantıklı olmadığını vurgulayan Kendirlioğlu, “O gıda raflara çok kolay gelmiyor, raflarda yetişmiyor. O gıdalar tarlada yetişiyor. Onu yetiştiren de bizleriz. Tarımı üretimin dışına çıkarmak ya da çiftçileri üretimden uzaklaştırmak, küstürmek mantıklı bir olay değil. Daha çok teşvikler vererek köyde yaşayan vatandaşlarımızı köyde ve üretimde tutmak, en önemli konulardan bir tanesi. Çünkü tarım yapan insanlarımızın yaş ortalaması 59’a kadar yükseldi. Gençlerimiz çok tarım yapmak istemiyor. Bu çok önemli bir konu. Bir an önce bununla ilgili çalışmaların yapılması gerekiyor. Gençlerimizi köylerinde üretime devam etmesi için teşvik etmek gerekiyor” dedi.
“Başka Aydın yok”
Dünya genelinde ’gıda milliyetçiliği’ kavramının geliştiğini sözlerine ekleyen Kendirlioğlu; “Eğer Aydın’da tarım olmazsa, incir, zeytin, pamuk olmazsa, Aydın’ın başka geçim kaynağı yok. Yani, başka Aydın yok, başka Menderes Ovası yok. İnsanoğlunun vazgeçemeyeceği tek şey gıda ve gıdayı garanti altına almamız gerekiyor. Özellikle pandemiden sonra dünya genelinde gıda milliyetçiliği diye bir kavram gelişti. Artık ülkeler önce kendi halkını düşünüyor. Bundan daha doğal bir şey olamaz. Artık eskisi gibi param var dışarıdan ithal ederim mantığı tamamen bitmiştir. Artık ülkemizde neler yetişiyorsa, bunun yetişmesi için çiftçilerimize destek olunması gerekir. Çünkü çiftçi üretimden uzaklaştığında tekrar geri dönmesi gerçekten çok zor olur. Topsuz, tüfeksiz, tanksız, saatsiz, telefonsuz yani her şeysiz olur ama gıdasız asla olmaz” dedi.
“Dünyada örnekleri var”
Yaşanan kuraklıklar ile birlikte suyun öneminin bir kez daha ortaya çıktığını belirten Kendirlioğlu; “Yaşadığımız tecrübelere göre artık 10 yılda bir kuraklık yaşanıyor. Hatta bu sürenin 6-7 yılda bire kadar düştüğünü görüyoruz. Çünkü küresel anlamda da dünya ısınıyor. Küresel bir kuraklık var. Tabi ki bunun çareleri, alternatifleri var. Yeter ki bir miktar yağmur olsun. Kışın yağan yağmurlar az olsa da bir yerlerde tutup yazın bu suları kullanmamız gerekiyor. Bunun da çeşitli teknikleri var. Dünyada bunun örnekleri var. Tabi pahalı yatırımlar bunlar ama bunları ülkemize getirerek mevcut olan bu suyu en ekonomik şekilde kullanmaya devam ederiz ve Aydın tarımı da bununla ilgili sürdürülebilir tarım şeklinde devam eder” dedi.