Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Fen Fakültesi Kimya Bölümü araştırmacıları Prof. Dr. Levent Çavaş ve yüksek lisans öğrencisi Sema Doğmaz tarafından geliştirilen deniz marulundan hidrojen gazı üretme projesi, Bioresource Technology adlı saygın bir dergide yayınlandı. DEÜ’lü araştırmacılar, körfezde görüntü ve koku kirliliğine yol açan deniz marullarını alternatif bir enerji kaynağına dönüştürerek çevre dostu projeleriyle ilham oldu.
İzmir Körfezi’nde popülasyonu gün geçtikçe artan deniz marulları, çevre dostu bir projenin öznesi oldu. Dokuz Eylül Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü Öğretim Üyesi ve Fen Bilimleri Enstitüsü Biyoteknoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Levent Çavaş ve yüksek lisans öğrencisi Sema Doğmaz, deniz marullarından hidrojen gazı üretti. DEÜ’lü araştırmacıların bu projesi, Bioresource Technology adlı saygın bir dergide de yayınlandı. Prof. Dr. Levent Çavaş, “İzmir çok güzel bir şehir. Bu güzelliğe katkı sağlayan çok güzel bir de körfezimiz var. Ancak körfezimiz, son yıllardaki kirlilik nedeniyle bazı tehditler altında. Deniz marulu ismini verdiğimiz bir yosun türü, artış gösteriyor. Deniz marulu patlamaları meydana gelince deniz ekosistemi içerisindeki bozulma nedeniyle görüntü ve koku kirliliği oluyor. Dokuz Eylül Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü olarak bu kirliliği nasıl değerlendirebiliriz noktasında deney serileri sürdürdük. Bunun ilkinde, ‘Deniz marulu atıklarını kullanarak hidrojen gazı elde edebilir miyiz?’ diye bir araştırma sorumuz oldu. Çalışmalarımız sonucunda deniz marulu atıklarını kullanarak hidrojen gazı elde etmeyi başardık” diye konuştu.
“Çok mutlu ve gururluyuz”
Araştırma çerçevesinde deniz marullarını toplayıp öğüttüklerini anlatan Çavaş, “Buna ilave olarak özel bir nano partikül elde ettik. Bu nano partikülü kullanarak hidrojen gazı elde ettik. Yüksek lisans öğrencim Sema Doğmaz ile birlikte yürüttüğümüz araştırma sonuçlarımızın Bioresource Technology adlı saygın bir dergide yayınlanması nedeniyle çok mutlu ve gururluyuz. Deniz marulu patlamaları sadece ülkemizde değil, dünyanın değişik coğrafyalarında gözlenen bir olay. Dolayısıyla bizim geliştirdiğimiz teknoloji, dünyanın farklı noktalarındaki araştırıcılara da ilham olabilir. Avrupa Birliği, 2050 yılına kadar karbondioksit nötral bir kıta olma hedefi taşıyor. Dokuz Eylül Üniversitesi, bir araştırma üniversitesi. Bizim de iklim değişikliğine yönelik ciddi hedeflerimiz var. İklim değişiklikleri üzerine önemli hedefleri olan bir üniversite olduğumuzu söyleyebiliriz” ifadelerini kullandı.
“Hidrojen gazının oksijenle reaksiyonu sonrasında ortaya su çıkıyor”
Günümüzde hala fosil yakıtların kullanıldığını dile getiren Çavaş, “Türkiye’de de ciddi olarak alternatif enerji kaynaklarına yönelme noktasında araştırmalar söz konusu. Hidrojen gazı da alternatif bir enerji kaynağı. Hidrojen gazının oksijenle reaksiyonu sonrasında ortaya su çıkıyor. Su, çevre dostu bir ürün. Dolayısıyla enerji gerektiren bütün proseslerde kullanılabilecek çevre dostu bir ürün ortaya çıktı. Deniz ekosistemlerinde kirlenme nedeniyle çok ciddi miktarda biyolojik bir kütle artışına şahit oluyoruz. Bu biyolojik kütleyi sürdürülebilir bir şekilde kullanarak hidrojen gazı elde etmiş olduk” sözlerine yer verdi.
Teknofest’e katılacaklar
26 Nisan-1 Mayıs tarihleri arasında İstanbul Atatürk Havalimanında Teknofest organize edileceğini hatırlatan Çavaş, “Biz bu çalışmamızı Çevre Teknolojileri Yarışması’na da sunduk. Bu konuya ilgi duyanları, Dokuz Eylül Üniversitesi standına bekliyoruz” dedi. Prof. Dr. Çavaş, proje araştırmacıları olarak Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğüne projenin finansal desteği için teşekkür ettiklerini ifade etti.