Demokratik Sağlık Sen Genel Başkanı Togan Demircan, toplu sözleşmede yetkili sendikaların vaat sendikacılığı yaptığını belirterek, temsil ettikleri iş kolunun beklentilerinden de bihaber olduklarını söyledi.
Demokratik Sağlık Sen Genel Başkanı Togan Demircan, sağlık çalışanlarının bir çok konuda hakkının yeterince savunulmadığını ifade ederek, yetkili sendikayı eleştirdi. Demircan; “Bir tarafta kamu görevlilerinin sözleşmeli statüsü ile tanıştığı dönemde yetkili sendika olan sendika başkanının sözleşme statüsüne ’ucube’ yakıştırması, diğer taraftan sağlık çalışanlarının tek kalem maaş taleplerinin karşılığında ’ek ödemenin revize’ edilmesini talep eden yetkili sendika başkanı… Anlaşılan o ki maalesef toplu sözleşme masasının sendikal manada muhatapları temsil ettikleri iş kolunun beklentilerinden bihaber.” dedi.
“Kurulan cümleleri samimi bulmuyoruz”
“Sağlık çalışanlarına maaşları birlikte ödenmekte olan ek ödeme maalesef ki emekli maaşına ve ikramiyesine etki etmemekte dolayısı ile de sağlık çalışanları bu sistemden vaz geçilerek tek kalem maaş sistemine geçilmesini istiyor” diyen Başkan Demircan, “Yine her dönem olduğu gibi geçtiğimiz 6. dönem toplu sözleşme görüşmelerinde sonuca ulaşılamayan sözleşmeli statüsünde görev yapan arkadaşlarımızın kadro beklentileri de haktır. Ancak toplu sözleşmede sadece talep edilen, muhatap olmalarına rağmen yıllardır bir arpa boyu yol alamadıkları kadro konusunda ucube gibi kelimelerle kurulan cümleleri samimi bulmuyoruz” diye konuştu.
“Enflasyon farkını bir maaş zammı olarak da kabul etmiyoruz”
Memurların enflasyon farkının bir maaş zammı olarak gösterilmesinin yanlış olduğunun altını çizen Demokratik Sağlık Sen Genel Başkanı Togan Demircan, “Ocak Ay’ında enflasyon farkı, yüzde 20 gibi ciddi bir rakamla açıklanmıştı. Yani memur bir nevi hazineyi finanse etmiş. Zaten geçim güçlüğü çeken kamu görevlilerine altı ayda bir enflasyon farkı ödenmesini kabul etmiyoruz. Enflasyon farkını bir maaş zammı olarak da kabul etmiyoruz. Bu nedenle zaten gerçek enflasyon oranlarının açıklanmadığı bir sistemde memur enflasyondan doğan farkı almak için beklememeli, geçmişte olduğu gibi takip eden ay enflasyon farkları ödenmelidir. Açlık ve yoksulluk sınırları açıklandıkça kamu görevlilerinin gerçek manada yaşadıkları zorluk net bir şekilde ortaya çıkıyor. Açlık sınırı asgari ücret ve en düşük devlet memuru aylığını alan sağlık çalışanlarının taban aylıklarının üzerinde. Ancak bu durum yetkili konfederasyon ve diğer masa ortağı tarafından ancak aylık olarak açıklanmakla kalıyor” dedi.
Vaat sendikacılığı tepkisi
Yetkili sendikanın vaat sendikacılığı yaptığını ve siyasallaşmış bir sendika olduğunu söyleyen Demircan, “Memur açlık, yoksulluk yoklukla mücadele ederken, yetkili sendika 4688 Sayılı Yasa’nın revize edilmesi için çaba sarf ediyor. Aynı çabayı bayram ikramiyesi için vermiyorlar, aynı çabayı giyim yardımlarının artırılması için vermiyorlar, aynı çabayı fazla mesai nöbet ücretlerinin artırılması için vermiyorlar, aynı çabayı kreş sorununun çözümü için vermiyorlar, aynı çabayı görevi başında vefat eden sağlık çalışanlarının şehit sayılması için vermiyorlar. Merak ediyorum pandemi döneminde vefat eden kaç sağlık çalışanının çocuğu veya eşi kamuda istihdam edildi? Yetkili sendikanın bu konuda bir girişimi oldu mu? Yoksa yetkili sendika görevi başında vefat eden arkadaşlarımızın yakınlarının, şehit statüsünden faydalandığını mı zannediyor? Memur arkadaşlarımızda bu malum sendikalara üye olarak desteklerini veriyor. Bu iki tezattan memurların ve memur sendikacılığının kurtulması gerekiyor. Bakıyoruz, neredeyse sendikalar üyelerine ve üye adaylarına cennetten yer bağişlayacaklar… Vaat sendikacılığı, dilek, temenni sendikacılığı ve siyasallaşmış sendikalar ile memurlar ancak bu kadar temsil edilebilir” sözlerine yer verdi.