Bilimsel bir çalışmada kullanılan yapay zeka programı, rinoplasti ameliyatı geçiren kadınların ’öncesi’ ve ’sonrası’ fotoğraflarını inceleyerek, bu kadınların gerçek yaşlarından 3 yaş daha genç göründüğünü belirledi.
Günümüzde birçok insan çeşitli nedenlerle burun estetiği ameliyatı yaptırıyor. Yapılan yeni bir araştırmaya göre ise bu nedenler arasına artık daha genç görünmek de eklendi. Kaliforniya Üniversitesi (UCLA) David Geffen Tıp Okulundan kozmetik cerrahi araştırmacıları, rinoplasti ameliyatı olan kadın hastaların “öncesi” ve “sonrası” fotoğraflarını bir yüz tanıma programına yükledi. Yüz özelliklerine göre yaşı tahmin etmek için binlerce portre fotoğrafa ait verilerle geliştirilen program, ilgi çekici sonuçları ortaya koydu. İleri teknoloji ürünü olan ve yaşı objektif ve doğru bir şekilde tahmin etmeyi sağlayan programın normalde insan gözünün algılayabileceğinin ötesinde yaşlanmanın kalıplarını ve özelliklerini tanıyabildiği kanıtlandı. Burun estetiği yapılmış 16-72 yaş arasındaki 100 kadının yüzünün farklı açılardan çekilmiş fotoğraflarının değerlendirildiği program, bu kadınların gerçek yaşlarından ortalama 3 yaş daha genç göründüğünü belirledi.
40 yaş üstü daha genç görünüyor
Rinoplastinin yüzü daha güzel bir görünüme kavuşturduğu yönünde birçok çalışma bulunduğunu ancak gençleştirme ile ilgili yönünün ilk kez bir araştırma ile ortaya çıkarıldığını söyleyen Kulak Burun Boğaz Uzmanı Op. Dr. Hünkar Batıkhan, “Araştırma son derece ilginç veriler sunuyor. Örneğin algoritma, 40 yaş üstü kadınları 7 yaş daha genç algılamış ki bu son derece önemli bir fark. Yani hastaların yaşı büyüdükçe genç görünme oranları da artıyor” dedi.
Op. Dr. Batıkhan, şunları söyledi:
“Yaşlandıkça burun büyüme ve sarkma eğilimi gösterir. Bununla birlikte yanaklar da yaş alındıkça sarkar ve hacim kaybeder ki, bu da burnun daha belirgin görünmesini sağlar. Bu gerçekten yola çıkarak burnu kaldırmanın, şekillendirip küçültmenin yüzün daha genç görünmesini sağladığı varsayımını yapabiliriz. Bu yeni araştırma da bu varsayımı güçlendiriyor ve destekliyor. Tabii ki bu tip araştırmaların geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması gerekiyor ki elimizde daha kesin kanıtlar bulunsun.”