Covid tedbirleri nedeniyle bu sene aileler bir araya gelemeyecek, bayram sofralarının o bilindik tadı tuzu olmayacak.
Bu durumun çoğu kimsede duygu durum bozukluğuna yol açabileceğini, bunun sonucu olarak yemek yemeye olan ilginin artabileceğini söyleyen Beslenme ve Diyet Uzmanı Seda Uşarer, “Kişi yemek yemeden önce kendisine ‘bunu yersem pişman olur muyum?’ diye sormalı. Kişi bu soruya ‘evet’ cevabını veriyorsa o besin mutlaka kilo aldırır. O nedenle krizi fırsata çevirerek klasik bayram soflarını bir kenara bırakıp taze yeşilliklerden oluşan salatalar, baklava yerine de yulaf ve sütten oluşan masum tatlılar deneyebilirsiniz” dedi.
Pandemi nedeniyle pek çok kişi evden çalışmaya başladı, tam kapanma süresince de evden markete kadar gitmek tek hareket imkanı oldu. Ramazan Bayramı’nın tam kapanma sürecine dahil edilmesi de klasik bayram kutlamalarını rafa kaldırmamıza neden oldu. Zor bir süreçten geçtiğimizi ve hareketsizliğin en büyük kabusumuz olduğunu belirten Medicana International İzmir Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Seda Uşarer, “Sevdiklerimizle bir sofranın başında buluşup uzun sohbetler eşliğinde yemek yiyemeyeceğiz bir bayram yaşayacağız. Çoğu kişinin psikolojisi bu durumdan kötü etkilenecektir. Bu da yemek yemeye olan ilgiyi artırabilir. Bilinçsizce tüketilen yemeklerden sonra pişmanlık yaşayan kişilerin kilo almaya hazırlıklı olması gerekiyor. Kişi kendisine o yemeği yerse pişman olup olmayacağını ya da bu yemeği neden yediğini kendisine sormalı. Cevaplar genellikle ‘evet’ ise o besin kilo olarak kişiye geri dönecektir. Bu nedenle besin seçimlerinde daha bilinçli olmalıyız. Krizleri fırsata çevirmeliyiz. Yoğun çalışma temposu içinde sağlıklı beslenememekten ya da diyet programınıza uymamaktan yakınırken bu kapanmalar ve önümüzdeki ramazan bayramı sizin için fırsat olabilir” diye konuştu.
Baklava yerine sütlü tatlı
Bayramlarda ailelerin bir araya gelerek oluşturduğu geniş sofralara sohbetin yanında çorba, etli yemek, pilav/makarna, zeytinyağlılar ve sonrasında tatlıların eşlik ettiğini dile getiren Uşarer, “Gelin bu sene bu geleneği askıya alalım. Yine masamızı kuralım, uzun sohbetlerimizi yapalım ama masamızı hafif, doyurucu, sağlıklı besinlerle donatalım. Taze yeşilliklerden oluşan salatalar yapabilir, süt ve yulaftan oluşan masum tatlı tariflerini deneyebilirsiniz. Böylece mutfakta bunlarla uğraşırken hem hareket etmiş olursunuz hem de evde oturmaktan sıkılıp kendinizi yemeğe vermemiş olursunuz. Önemli olan besinlerle ruhumuzu doyurmaya çalışmak yerine birbirimizin güzel enerjisiyle, hobilerimizle, kitaplarla ruhumuzu doyurmak” sözlerine yer verdi.
Bayram günü için örnek bir beslenme programı da öneren Uşarer, “Sabah güzel bir kahvaltıyla güne başlayalım. Yumurta, peynir, domates, salatalık, biber biraz zeytin ve 1 -2 dilim esmer ekmek yiyelim. Simit, poğaça, böreklerden uzak duralım. Sabah erken kahvaltı yaptıysak 4 saat sonra zeytinyağlı sebze yemeği ve bir kase yoğurt yiyebiliriz. Eğer geç kahvaltı yaptıysanız öğle yemeğini pas geçebilir ara öğün yapabilirsiniz. Ara öğünde bir porsiyon meyve iki ceviz içi/bir su bardağı ya da bir kase sütlü tatlı yiyebilirsiniz. Akşam yemeğini en geç 19.30’da yemeliyiz. Akşam yemeğinde ise kurubaklagil yemeği, salata, bir kase yoğurt, ızgara et/tavuk/balık, salata, etli sebze yemeği, bir kase yoğurt ve bir-iki dilim esmer ekmek tüketebilirsiniz.”