AK Parti Manisa Milletvekili Murat Baybatur, Avusturya’nın başkenti Viyana’da, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİTPA) toplantısına katıldı. Toplantıda konuşan ve Yunanistan temsilcisinin asılsız iddia ve iftiralarına cevap veren Baybatur, Yunanistan temsilcisinin gerçekleri çarpıttığını belirterek, “Bu asılsız iddia ve iftiraları reddediyoruz” dedi.
Türkiye’nin 1960 Garanti Antlaşması’ndan sağlanan hükümlülükleri çerçevesinde Kıbrıs adasında olduğunu ifade eden Baybatur, şöyle konuştu: “Kıbrıs adasına 1974 yılında cunta tarafından yapılan darbenin ardından müdahale edilmiştir. Kıbrıs konusunda muhatap, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’dir. Kıbrıs Türk tarafı, egemen eşitliği, uluslararası statünün tescilini ve müktesep hakları tescili sonrası Rum tarafıyla işbirliğine dayalı komşuluk ilişkisi kurmayı talep ediyor. Diğer ifade ile Kıbrıs meselesinin çözümüne yönelik yeni bir müzakere süreci ancak Kıbrıs Türkleri’nin özden gelen haklarının tescili sonrasında başlayacaktır. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi bu hakların tescilini yapamıyorsa, uluslararası toplum ve BM üyesi ülkeler Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanıyarak bunu yapabilirler. Bu anlayışla, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin bağımsızlığının tanınması çağrımızı tekrarlıyoruz. Bu çağrıların ve önerilerin tarafsızlıkla değerlendirilmesini bekliyoruz”
BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin Cuellar’ın beyanlarına yönelik olarak konuşan Baybatur, BM Güvenlik Konseyi’nin gerekli sonuçları çıkararak, çözüme gerçekten yardımcı olacak bir yaklaşıma yatırım yapması gerektiğini söyledi. Baybatur, kişisel temsilcinin objektif bir değerlendirme yapmasını ve sahadaki gerçekleri, gerçeğe sadık bir şekilde rapora yansıtmasını beklediklerini dile getirerek, “Bilindiği üzere Kolombiya Eski Dışişleri Bakanı Koala, 5 Ocak’ta Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin Kıbrıs kişisel temsilcisi olarak göreve başlamıştır. Bu temsilcinin görevi 6 ay ile sınırlıdır. Yeni, resmi müzakere çalışmalarının başlatılması için taraflar arasında ortak zeminin olup olmadığını araştırmakla görevlidir. Kişisel temsilcinin objektif bir değerlendirme yapmasını ve raporda sahadaki gerçekleri, gerçeğe sadık bir şekilde yansıtmasını bekliyoruz. Güvenlik Konseyi ise gerekli sonuçları çıkarmalı ve çözüme gerçekten yardımcı olabilecek bir yaklaşıma yatırım yapmalıdır” dedi.