Birçok yaban hayatına ev sahipliği yapan Dilek Yarımadası Büyük Menderes Deltası Milli Parkı’nda nesli tükenme tehlikesi altında olan Saz Kedisi, Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği’nin (EKODOSD) Çarşamba Söyleşileri’nde konuşulurken gerçekleştirilen envanter çalışmaları değerlendirildi.
Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği’nin (EKODOSD) haftalık söyleşi programlarında bu hafta, Kuşadası ilçesinde yer alan ve doğal güzelliğinin yanı sıra birçok yaban hayatına ev sahipliği yapan Dilek Yarımadası Büyük Menderes Deltası Milli Parkı’nda nesli tükenme tehlikesi altında olan Saz Kedisi konuşuldu. Söyleşilerinin bu haftaki konuğu ise Bafa Gölü ve Beşparmak Dağları’nın muhteşem manzarası eşliğinde Saz Kedisi için envanter çalışmalarını yürüten yaban hayatı araştırmacısı Biyolog Dr. Deniz Mengüllüoğlu oldu. Anadolu Vaşak Projesi, Saz Kedisi Projesi ve Anadolu/İran Parsı’nın koruma stratejisinin planlanması üzerine çalışmalarını devam ettiren yaban hayatı araştırmacısı Biyolog Dr. Deniz Mengüllüoğlu, söyleşide “Türkiye ve Dünya Çapında Popülasyonu Azalmakta Olan Saz Kedisinin Ekolojisi, Durumu ve Tehditlere Yönelik Tedbirlerin Belirlenmesi” konulu bir sunum gerçekleştirdi. Saz Kedisi Projesi’nin 2021-22 araştırma dönemi bulguları, Azap Gölü, Bafa Gölü, Büyük Menderes Deltası ve Söke Ovası’ndaki durumu konusunda bilgi verdi.
Her hafta gerçekleştirilen söyleşilerin devam edeceğini ifade eden EKODOSD Başkanı Bahattin Sürücü, söyleşi ile ilgili “Dr. Mengüllüoğlu’nun yapmış olduğu çalışmalarda Saz Kedileri’nin Türkiye’de Anadolu Parsı’ndan sonra durumu en kötü yabani kedigil olduğu, henüz üreme kaydına rastlanmadığı, popülasyon yoğunluğunun düşük olduğu, Bafa Gölü etrafında gölün batısı dışında yeterli sazlık ya da Saz Kedisi barındırabilecek habitatın kalmadığı, mutlaka restorasyon gerektiği, göller ve delta arasındaki bağlantının çok zayıf olduğu, kanallar etrafındaki sazlıkların çok cılız ve bu da bağlantıyı kötü yönde etkilediği, GPS vericili erkek bireylerin yurt büyüklüklerinin yerleşik dişi peşinde dolaşmaktan devasa boyutlara eriştiği, Söke-Milas yolunu kullandıklarından kaza nedeniyle tehdit altında bulunduklarını, düşük sayıdaki dişilerden birinin geçtiğimiz aylarda ya kazaya ya da silahla vurulmaya kurban gittiğini, Aydın popülasyonunun Saz Kedisi küresel dağılımının en batısındaki popülasyon olduğu ve son bireylerin yaşama tutunmaya çalıştıkları ve popülasyonun kaybedilmesi halinde, dağılımın 200 kilometre kadar içeri çekileceğini söyledi. Belirtilen tehditlerin en aza indirgenebilmesi için, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, DKMP Manisa 4. Bölge Müdürlüğü, Karayolları Genel Müdürlüğü, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü ve illerdeki şubelerin konuyu hızlıca ele alarak, önlem alınması ve işbirliği yapılması gerektiğini söyledi” ifadelerine yer verdi.
“Yapılan çalışmalar çok önemli”
Her yıl ortalama 600 yaban hayvanın Söke-Milas-Bodrum yolunda araç kazasına kurban gittiğine de dikkat çeken Sürücü, duyarlılık çağrısında bulunarak “Dr. Mengüllüoğlu tarafından yakalanarak tasmalanan 2 erkek bireyin dolaştıkları alanlara bakıldığında, Bafa Gölü, Latmos Dağları ve Büyük Menderes Deltası’na kadar uzanmaktadır. Saz Kedilerinin deltaya uzanan yolculuklarında Söke-Milas-Bodrum yolunu kullanmakta oldukları ve bu yolda her yıl yaklaşık 400-600 civarında farklı türde yaban hayvanının araç kazasına kurban gittiği ve yaban hayatına olan tehditlerin azalmasına yönelik, tabela dışında henüz bir çalışma yapılmadığı görülmektedir. Saz Kedilerinin, Bafa Gölü’nün kuzeyinde yer alan Latmos Dağları’nı kullandığı ve özellikle gölün kıyısındaki Sobran Lagünü olarak bilinen sulak alan etrafına geldiği anlaşılmıştır. Havaların sert geçtiği günlerde yüzlerce su kuşunun barındığı Sobran Lagünü, hemen üstünde yer alan bir maden ocağı nedeniyle eski sağlıklı günlerini kaybetti. Suyu kirlendi, dinamit sesleri yüzünden yaban hayatı tehdit altına girdi. Söke Ovasındaki sazlıkların yakılması ya da temizlik gerekçesiyle tahrip edilmesi başta Saz Kedisi gibi birçok yaban hayvanı ve kuşun yaşamını olumsuz etkilediği bilinmeli ve bu konuda duyarlı olunmalıdır. Aydın bölgesinin zengin biyoçeşitliliği içinde çok önemli olan ve nesilleri tehlike altında bulunan türler bulunmaktadır. Özellikle hassas alanlarda bu türlerin yaşamını olumsuz etkileyecek faaliyetlere kesinlikle izin verilmemelidir. Yaban hayvanlarının korunabilmesi onların yaşam alanlarının korunmasına bağlıdır. Dr. Deniz Mengüllüoğlu’nun bölgede yaptığı çalışmalar bu yüzden çok önemlidir” dedi.
Yapılan sunumdan sonra konukların sorularını yanıtlayan Dr. Deniz Mengüllüoğlu’na, Aydın Doğa Koruma ve Milli Parklar Şubesi Mühendisi Erdinç Kutsal tarafından EKODOSD’un teşekkür belgesi takdim edildi.