Dokuz Eylül Üniversitesinin (DEÜ) geleneksel hale getirdiği Çevre Günlerinin üçüncüsü, DEÜ Sabancı Kültür Sarayı’nda gerçekleştirildi. “İklim Değişikliği ile Mücadele: Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim” başlığıyla düzenlenen etkinlikle, daha yaşanabilir bir dünya için atılacak adımlar değerlendirildi. Etkinlikte ayrıca, DEÜ’nün çevrenin korunmasına yönelik yürüttüğü bilimsel çalışmalar paylaşıldı
Çevre ve atık yönetimi konusunda dikkat çeken çalışmalara imza atan Dokuz Eylül Üniversitesinin (DEÜ) gelenekselleşen Çevre Günleri etkinliklerinin üçüncüsü, DEÜ Sabancı Kültür Sarayı’nda düzenlendi. Bu yıl, “İklim Değişikliği ile Mücadele: Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim” başlığıyla düzenlenen etkinliğin açılışına; DEÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Duygu Özel Demiralp ve Prof. Dr. Mehmet Ali Özcan, İzmir Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürü Ömer Albayrak, İzmir Tarım ve Orman İl Müdürü Mustafa Özen ile üniversite mensupları katıldı. Dünya Çevre Günü ve Türkiye Çevre Haftası çerçevesinde yoğun bir katılımla gerçekleştirilen etkinlikte iklim değişikliği, temiz enerji, sürdürülebilir tarım konularına dikkat çekildi.
Etkinliğin açılış konuşmasını yapan DEÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Duygu Özel Demiralp, hep birlikte geleneksel hale getirdikleri DEÜ Çevre Günlerinin üçüncüsünü gerçekleştirmekten mutluluk duyduklarını belirterek, “Dokuz Eylül Üniversitesi olarak çevreyle ilgili birçok öncü projeye imza atıyoruz. Pandemi döneminde başta Rektörümüz Prof. Dr. Nükhet Hotar’ın ciddi gayretleriyle çevre ve iklim değişikliğiyle ilgili projeleri yerleşkelerimizde yürüttük, yürütmeye devam ediyoruz. Çevre Gününde bu yıl teması sıfır atık olarak belirlendi. Biz de bu konuda zaten önemli çalışmalarımız bulunuyor. 18 fakültesi olan araştırma üniversitemiz bu sene 40. yılını kutluyor. Büyük bir üniversite olmamız nedeniyle farklı karakterlerdeki yerleşkeleri de bünyemizde barındırıyoruz. Çevre ve iklim değişikliğiyle ilgili yaptığımız çalışmalar şehrimiz için de bir pilot uygulama işlevi görüyor. Araştırma üniversitemiz, YÖK tarafından 11. Kalkınma Planında yer alan öncelikli alanlarda eşleştirilmişti. Bizim eşleştirildiğimiz alanlardan birisi de iklim değişikliği oldu. Bizim için onur ve gurur verici bu durumun bize verdiği sorumlulukların farkındayız. Sağlıkta da mühendislikte de birçok alanda varız, çevre konusunda da fark oluşturmaya devam edeceğiz” dedi.
” Ülkeler artık iklim değişikliğiyle hep birlikte mücadele konusunda fikir birliği içindeler”
Açılış konuşmalarında söz alan bir diğer isim olan İzmir Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürü Ömer Albayrak, 2050 yılına kadar 216 milyondan fazla insanın afetlerden kaçmak için yer değiştireceğinin ön görüldüğünü belirterek, “Bu büyüklükteki göçler birçok ülkenin demografik yapısını değiştirecektir. Ülkeler artık iklim değişikliğiyle hep birlikte mücadele konusunda fikir birliği içindeler. Birçok ülke 2050 yılına kadar ulusal karbon salınımını sıfırlamayı vaat ediyor. Cumhurbaşkanımızın açıkladığı gibi ülkemiz de 2053 yılında net sıfır emisyon hedefleniyor. Geçtiğimiz yılı olağandışı yangınlar, sel ve heyelanlarla geride bıraktık. İklim değişikliği artık ekonomi, maliye ve sosyal politikaların da konusu olmuş, bir kalkınma meselesine dönüşmüştür. Biz bugün neye sahipsek onu doğaya borçluyuz. Evlatlarımızın emaneti olan doğamızı korumak hepimizin en temel meselesidir” diye konuştu.
İzmir İl Tarım ve Orman İl Müdürü Mustafa Özen ise insanlığın kendi kirlettiği doğaya nasıl sahip çıkacağını düşündüğünü belirterek, “Dünyanın büyük çoğunluğunun kirlettiği dünyayı azınlığın temizlemesini de haksızlık olarak görüyorum. Gelişmiş sanayi gücüne sahip ülkeler ihtiraslı politikaları sonucunda kirlettikleri dünyayı, farklı isimler altında suçu olmayan ülkelere temizletmek için çabalıyorlar” dedi.
“Pandemi bize insanoğlunun her şeyden vazgeçebileceğini; ama gıdadan vazgeçemeyeceğini gösterdi”
Tarımın sahibinin sadece tarımla uğraşanlar olmadığını söyleyen Özen, “Kurumsal olarak hedefimiz suyun ve toprağın sağlığını koruyarak sağlıklı ürün elde edilmesini sağlamak. İzmir’de 3.8 milyon tarım arazisi üzerinde 150 bin çiftçi ailesiyle üretim yapıyoruz. Pandemi bize insanoğlunun her şeyden vazgeçebileceğini; ama gıdadan vazgeçemeyeceğini gösterdi. Tarımsal politikaları biz üretiyoruz; ancak tarımsal politikaların ayakta kalması hepimizin sorumluluğundadır. Ürettiğimizin üçte birini hiç tüketmeden, tükettiğimiz ürünün de üçte birini faydalı bir şekilde tüketmeden çöpe atıyoruz. Böyle bir durumda tarımsal kirlilik de ortaya çıkıyor. Çevreyi temizlemek için birlikte mücadele etmeliyiz” açıklamasında bulundu.
Açılış konuşmalarının ardından DEÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Duygu Özel Demiralp, Prof. Dr. Sevinç Özkul, Prof. Dr. Can Özgür Çolpan ve Prof. Dr. Görkem Akıncı’nın katılımıyla gerçekleştirilen panelin ilk oturumuna geçildi.
Panelde, ‘Sürdürülebilir Yerleşkeler’, ‘İklim Değişikliği ve Su Kaynakları’, ‘Hidrojen ile Temiz Enerji Üretimi’, ‘Çiftlikten Çatala-Sürdürülebilir Tarım ve Gıda Üretimi’ başlıkları altında iklim değişikliği ve sürdürülebilir üretim konuşuldu. Günün ikinci oturumunda ise Prof. Dr. Nurdan Büyükkamacı, Prof. Dr. Arzu Atıl, Doç. Dr. Tuncay Küme ve Doç. Dr. Kerem Canlı’nın katılımıyla, ‘Sürdürülebilir Üretimde Yaşam Döngüsü Analizinin Yeri’, ‘Heykel Sanatı, Geri Dönüşüm ve Malzemeler’, ‘Çevre Kirliğinin İnsan Sağlığı Üzerine Etkileri’ ve ‘İnsan Odaklı Ekolojik Sorunlar ve Doğa’ konulu paneller gerçekleştirildi.
Atıklar heykele dönüştü
Etkinlik çerçevesinde DEÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü ve DEÜ Sürdürülebilirlik Ofisi işbirliğinde hazırlanan ‘Dokuz Eylül Yerleşkeleri Sıfır Atık İçin Dönüşüyor’ temasıyla düzenlenen heykel sergisi de sanatseverlerle buluştu. DEÜ Sabancı Kültür Sarayı’nda 10 Haziran’a kadar açık kalacak sergideki heykeller, üniversitede hurdaya ayrılan ve kullanılmayan parçalardan oluşturuldu. DEÜ’lü öğrencilerin kısa bir süre içerisinde hazırladığı ve geri dönüşümü destekleme amacı güden sergi büyük beğeni topladı. Sergiye emek veren DEÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü akademisyenleri ve öğrencilerine de teşekkür belgesi takdim edildi.