Demokratik Sağlık Sen Genel Başkanı Togan Demircan, İstanbul, Şanlıurfa ve Denizli’de, sağlık çalışanlarına uygulanan şiddete tepki gösterdi.
Demokratik Sağlık Sen Genel Başkanı Togan Demircan, İstanbul Çam Sakura Şehir Hastanesi, Şanlıurfa Eğitim ve Araştırma Hastanesi ve Denizli Pamukkale Üniversitesi Hastanesinde, sağlık çalışanlarına karşı uygulanan şiddete tepki gösterdi. Sağlık çalışanlarına şiddetin cezasız kalmaması gerektiğinin altını çizen Demircan, yaptığı açıklamada, “Biz artık bu menfur saldırıları hangi dille kınayacağımızı hangi cümleleri kuracağımızı bilemiyoruz” dedi.
Demircan yaptığı açıklamada şu sözlere yer verdi:
“Geçtiğimiz birkaç gün içerisinde yine meslektaşlarımıza yönelik şiddet olayları ile sarsıldık.
İstanbul Çam Sakura Şehir Hastanesinde HAMİLE bir hemşire kardeşimiz hasta ve yakınlarının fiziki şiddetine maruz kaldı, doğmamış bebeği anne karnında tekmelendi. Ne acı bir durum.
Şanlıurfa Eğitim ve Araştırma Hastanesinde görev yapan bir meslektaşımız önce görev yaptığı yerde daha sonrada şikâyetçi olduğu için gittiği karakol dönüşü saldırıya uğradı. Darp edildi.
Denizli Pamukkale Üniversitesinde iki hekim arkadaşımız seyyar satıcı tarafından rehin alındı.
Biz artık bu menfur saldırıları hangi dille kınayacağımızı hangi cümleleri kuracağımızı bilemiyoruz.
Sağlıkta Şiddet Yasasının neden hakkaniyetle uygulanmadığını anlamakta zorlanıyoruz.
Görevi başındaki kamu görevlisini tokatlamak, tekmelemek, rehin almak.
Bu eylemlerin karşılığı denetimli serbestlik midir?
Bu kamu görevlileri sağlıkçı olmasa; Hakim, savcı, polis, asker, Milletvekili olsaydılar yine aynı şekilde serbest mi bırakılacaktılar.
Muhataplardan hassasiyet bekliyoruz.
Bu üç olayla ilgili tek bir cümle kurmayan başta Sağlık Bakanımız olmak üzere bakanlık yetkililerini daha duyarlı olmaya davet ediyoruz. Yerde tekmelenen, kolu bacağı kırılan, rehin alınan personelin covit 19 verilerinden daha kıymetli olduğunu düşünüyoruz.
Emektar sağlık çalışanları sözel ve fiziki şiddeti hak etmiyor. Suçun karşılığı yok, dövüyor sövüyor elini kolunu sallaya sallaya çıkıyor gidiyor.
Dövdüğü hakaret ettiği insanın da bir evlat, bir anne, baba, kardeş olduğunu unutuyor insanlar. Ve biz hiçbir şey olmamış hiçbir travma yaşanmamış gibi en üst idareciden en alt seviyedeki idareciye kadar bu arkadaşlarımızdan üstün gayret ve performans bekliyoruz.
Şikâyet eden, beyaz kod veren sağlık çalışanları acaba mahkeme koridorlarında hakkaniyetle temsil ediliyorlar mı? Yoksa yine o koridorlarda tek başlarına mı kalıyorlar.
Demokratik Sağlık Sen olarak sağlıkta şiddet yasasının uygulanması kadar, şiddet konusunda oluşturulacak kamu spotları ile de kamuoyunun dikkati çekilmelidir. Tüm ibadethanelerde sağlık çalışanlarının insanlık için çalıştığı vurgulanmalıdır.
Buradan o hemşire kardeşimizi tekmeleyen kişilere sesleniyorum; Siz pandemide nefes almaya korkarken tekmelediğiniz o gebe hemşire ananızın, babanızın, eş dostunuzun tedavisini yaptı. Özel ilgi bekliyorsanız paranıza kıyacaksınız, özel hastaneye gideceksiniz. Veya bir bankaya, tapu dairesine gittiğinizde nasıl bekliyorsanız hastanede de beklemeniz gerekiyorsa bekleyeceksiniz.
Depremde, selde, yangında terör olaylarında, sınır ötesi harekâtlarda askerimiz, polisimizle omuz omuza görev yapan yurt içinde yurt dışında devletimizin şefkat elini size uzatan sağlık çalışanlarının sizin sağlığınız için var olduklarını unutmamanızı istiyoruz”