Pandemi gölgesinde gerçekleştirilecek olan ve yaklaşık 1 milyon öğrencinin ter dökeceği Liselere Geçiş Sınavı (LGS) için geri sayım başladı. Uzman Klinik Psikolog Burçin Deniz, sınav öncesinde öğrenilen bilginin sınav sırasında etkili biçimde kullanılmasını engelleyen yoğun kaygı olarak tanımlanan sınav anksiyetesinin öğrencinin performansında düşüşe neden olabileceğini söyledi.
Öğrencilerin bir yıldır beklediği an sonunda geldi çattı. 6 Haziran tarihinde gerçekleştirilecek olan Liselere Geçiş Sınavı (LGS), uzun süredir korona virüsü ile birlikte yaşamaya alışan öğrencilerin kaygı dozunda artışa neden oldu. Sınav öncesi yaşanan normal ve işlevsel kaygı duygusunun, sınava hazırlanmayı motive ederek, başarıya ulaşmak için istekli olmayı sağladığını dile getiren Medicana International İzmir Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Burçin Deniz, şiddet ve süre olarak orantısız olan işlevsiz kaygının, motivasyon düşüren, bilgi düzeyine güveni azaltıcı, karar verme sürecini, sınava hazırlanmayı ve bilginin etkin olarak kullanılmasını engelleyen bir duygu olduğuna dikkat çekti.
Sınav anksiyetesinin belirtileri
Sınav anksiyetesinin belirtilerini anlatan Uzman Klinik Psikolog Burçin Deniz, “Sınav anksiyetesi, endişe, tedirginlik, başarısızlık korkusu gibi duygusal, ‘yapamayacağım, sınav kötü geçecek’ gibi düşünsel, ve terleme, titreme, çarpıntı, mide bulantısı, karın ağrıları gibi fiziksel belirtiler verir. Kişide dikkat dağınıklığı, sınavın içeriğine değil kendine odaklanma, anlama güçlüğü, bilgiyi hatırlama-organize etmede güçlük oluşturur ve öğrencinin performansında düşüşe neden olur. Sınavın sürecinden çok sınavın sonucuna odaklanma, sınav sonucunu felaketleştirme, sınava ilişkin bilgi becerisini veya bunu yansıtabileceğine güvensizlik, sınava yüklenen anlam, olumsuz değerlendirilme korkusu sınav anksiyetesine neden olur” dedi.
Sınav öncesi “sınav stratejisini belirleyin” uyarısı
Uzman Klinik Psikolog Burçin Deniz, öğrencilerin sınava girmeden önce sınav stratejisi belirlemesinin faydalı olacağını söyleyerek, “Öğrenciler şu soruların cevaplarını bulabilmeli. ’Size verilen sınav süresini ne kadar verimli kullanabiliyorsunuz?’, ’Hangi alandaki soruları daha kolay ve kısa sürede yapıyorsunuz?’, ’Hangi alandaki sorulardan başlarsanız ve alanlar arasında nasıl bir sıralama yaparsanız veriminiz artar?’, ’Sınav kağıdında kaydırma yapma durumunu azaltmak için nasıl yollar izleyebilirsiniz?’ Bu sorulara verilecek cevaplarla belirlenen strateji, sınavda öğrencilere yardımcı olacaktır” diye konuştu.
Gerçekçi olmayan düşüncelere sahip olmanın sınav anksiyetesinin oluşmasında en önemli etkenlerden biri olduğunu ifade eden Deniz, bununla başa çıkabilmek için altta yatan düşünceleri sorgulamak, bu düşünceleri farklı bir gözle yeniden değerlendirmek, yeni bir zihinsel yapılanma oluşturmaya çalışmak ve alternatif düşünceler oluşturmanın önemli olduğunu belirtti.
Deniz, “Sınav sırasında olumsuz düşüncelerinizi her fark ettiğinizde, yerine gerçekçi olumlu düşünceleri koyun. Bunu yaparken, kendinizi başkalarıyla karşılaştırmak yerine o anki performansınızı, daha önce gösterdiğiniz performansınızla ve o anki koşullarınıza göre değerlendirin” şeklinde konuştu.