Yaş ve doğumla birlikte zayıflayan pelvik taban kaslarının, kadınların yüzde 80’inde idrar kaçırmaya, rahim, mesane ve bağırsak sarkmasına neden olduğunu söyleyen Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Opr. Dr. Gayem İnayet Çelik, “Hastalarım dışarı çıkarken ya da dışarıda su içmemeye özen gösterdiklerini söylüyor. Hatta öyle ki alışveriş merkezlerine gittiklerinde navigasyon gibi davranıp öncelikle tuvaletlerin yerleri tespit ediyor. Ne yazık ki bu durum insanlarda davranış değişikliklerine sebep olarak, konforunu bozuyor” dedi.
Kadınların, özellikle ileri yaşlarda idrar kaçırmayı normal karşılayarak, tıbbi yardım almaya bile gerek duymadığını ifade eden Medicana International İzmir Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Opr. Dr. Gayem İnayet Çelik, özellikle kadınlarda menapoz sonrası östrojen hormonunun azalmasıyla birlikte, gebelik sayısının ve geçirilen cerrahilerin pelvik taban kaslarında zayıflamaya neden olduğunu söyledi.
En sık karşılaşılan sorunun idrar kaçırma olduğunu aktaran Opr. Dr. Gayem İnayet Çelik, “Kadınlar bunu o kadar normal kabul ediyor ki, muayeneye geldiklerinde bahsetmiyorlar bile. Yaşlılığın belirtisi olarak görüyorlar. Halbuki öyle değil. Normalde bir kez bile idrar kaçırma durumu problemdir. Sosyal aktivitelerini ve su alımını kısıtlayan kadınlar var. Bir alışveriş merkezine girdiklerinde öncelikle navigasyon gibi tuvaletlerin yerini tespit ediyorlar” dedi.
“Genç yaşlarda da görülüyor”
Genellikle 40 yaş ve üzeri kadınlarda görülen bu durumun daha genç yaşlardaki kadınlarda da görülebildiğini belirten Opr. Dr. Çelik, “Kadınlar hemen hemen aynı şikayetlerle geliyor. ‘Öksürünce, hapşırınca, spor yaparken, merdiven çıkarken idrarımı kaçırıyorum. Çok ani sıkışma hissi geliyor’ diyorlar. Bu durum kadınların yüzde 80’ini etkiliyor. Kadınların tam olarak başının belası olduğunu söylemek mümkün” diye konuştu.
“Fizyoterapi ile kasları güçlendirmek mümkün”
Bu probleme en iyi çözümünün pelvik taban kaslarını güçlendirmek olduğunu, medikal tedavinin işe yaramasının tek yolunun ise kasların güçlenerek tedaviyi desteklemesiyle mümkün olabileceğini kaydeden Opr. Dr. Çelik, “Kişinin durumu ameliyatlık seviyeye gelmemişse, rehabilitasyonun en iyi tedavi yöntemi olduğunu söyleyebilirim. Bu tedavide, hastanın nefes alış verişi düzeltiliyor. İçerisinde yoga ve pilatesin olduğu egzersizlerle birlikte pelvik taban kasları güçlendiriliyor. Haftada 2 kere 1’er saatlik egzersizlerle güzel sonuçlar almak mümkün” şeklinde konuştu.