Sil baştan Derneği Başkanı Ayşegül Küçükafacan 2011 yılında imzalanan, 2014 yılında yürürlüğe giren yasa ile ilgili basında şu sözlere yer verdi ;
“İstanbul Sözleşmesinin imzalanmasında emeği geçen herkese teşekkür ederek başlamak istiyorum. İstanbul Sözleşmesi ne birilerinin dediği gibi aileyi yıkıyor, ne de nafaka konusunda tek bir şey söylüyor. İstanbul Sözleşmesi hem kadını, hem erkeği, hem aileyi, hem de toplumu koruyan çok kıymetli bir sözleşmedir. “İstanbul Sözleşmesi kadınlara ayrıcalık tanıyor.” diyenlere “Önce Anayasa’nın 10. maddesini bir okuyun.” derim. Kadınlar yıllar boyunca öldürüldüler, şiddet gördüler, önce kadınlara hakkımız olan değeri vereceksiniz, sonra eşitlikten hep birlikte bahsedeceğiz. Hatta sesimiz, sizin bizim için çıkaramadığınız sesten daha yüksek çıkacak, merak etmeyin. İstanbul Sözleşmesi başlığının altında yer alan her bir madde eksiksiz uygulanırsa hayat kurtarır. Bakın burada kadın, erkek, çocuk, genç demeden mücadele için birleştik. Her fırsatta dile getiriyoruz, yine söyleyelim. Şiddet ve istismar konuları siyaset üstü konulardır. Burada her birimiz katledilen bir kadının çığlığı olarak bulunuyoruz ve yeter artık diyoruz.
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ UYGULANSIN.
Belediye Kanunu’nun 14. maddesi gereği nüfusu 100 binin üzerinde olan belediyelerin sığınma evi açmak zorunluluğunu belirrten başkan Küçükafacan “Sevgili dostlar, Belediye Kanunu’nun 14. maddesi gereği nüfusu 100 binin üzerinde olan belediyelerin sığınma evi açmak zorunluluğu var. Balıkesir Valimiz Sayın Hasan ŞILDAK ve Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın YÜCEL YILMAZ’a kadınlar olarak buradan acil bir çağrımız var. Kadın ve çocuklar için en kısa sürede yapılacak olan sığınma evlerini bekliyoruz ve takipçisi olacağız. Bu ve benzer taleplerimizi gerekçeleriyle iletmek üzere sayın valimizden ve büyükşehir belediye başkanımızdan randevu taleplerimizin sonucunu halen beklemekteyiz.” dedi
BELEDİYE GÖREVE, SIĞINMA EVİ NEREDE?
Bu güne kadar uğradığı cinsel istismarın hesabını sormayı üniversite sınav motivasyonu haline getirmiş çocuklarımızı tanıdıklarını belirten başkan Küçükafacan “Ne olduğunu tam anlayamamış, yaşı itibari ile yaşadıklarını utana sıkıla anlatmış yavrularımız oldu. Sevgili Balıkesirliler, hayat evlerimizin içinden ibaret değil. Amcalarından, babalarından, annelerinden, dedelerinden gördükleri istismar nedeni ile yürekle nefretle dolmuş çocuklarımız var bizim. Bu çocukların o yüreklerine yeniden sevgi ekmek istiyoruz. Yeniden güvenle yaşamalarını istiyoruz. Bunun için hazırladığımız çok kıymetli projeler var. Bu projelere maddi ve manevi destek olmak hepimizin görevi. şeklinde konuştu.
ÜÇ MAYMUNU OYNAMA, BALIKESİR UYUMA.
Adli sürecin Balıkesir Baro Başkanımız Av. Erol KAYABAY tarafından yürütüldüğünün altını çizen Başkan Küçükafacan “Buradan Balıkesir Baro Başkanımız Av. Erol KAYABAY’a teşekkürlerimi sunmak isterim. Adli yardım süreci, başkanımız sayesinde baro-sivil toplum işbirliği ile çok daha hızlı ve sağlıklı yürütülüyor. Ancak şunu belirtmeden geçmek istemiyoruz. Baromuzun kadın ve çocuk komisyonlarını daha aktif görmek istiyoruz. Diğer illerde olduğu gibi Balıkesir’de de bu tür davalara müdahil olmalarını bekliyoruz. Sayın Milli Eğitim Bakanımız Sayın Ziya SELÇUK, acaba bizleri duyuyor mu? Her ilden bütün sivil toplum örgütleri çağrıda bulunuyor. İstanbul Sözleşmesi’nin 14. maddesi gereği “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” konularının müfredata eklenmesini istiyor. Vazgeçmiyoruz, şiddetin de istismarın da kökünden kazınıp atılmasının en etkili yolun bu olduğunu biliyoruz.” dedi
EĞİTİMİN TEMELİ, EŞİTLİK DEĞERLERİ.
Kadınlara yönelik insan hakları konusunda verdiği eğitimleri sosyal medya hesaplarımızdan duyurduklarını söyleyen başkan Küçükafacan “Derneğimizin, kadının insan hakları konusunda verdiği eğitimleri sosyal medya hesaplarımızdan duyuruyoruz ve toplumu aydınlatmaya devam ediyoruz, devam edeceğiz. Sosyal medya hesaplarımızı takipte kalarak eğitimlerimizden ücretsiz faydalanabilirsiniz. Sevgili dostlar, hazırlık yapıp duruşmalara giriyoruz, mahkemelere müdahillik talebimizi iletiyoruz. Gerekçe bile sunulmadan talebimiz geri çevriliyor. Duruşmalarına katıldığımız gerek çocuk, gerek kadın umudunu yitiriyor resmen, bakışarak eriyoruz karşılıklı ama dernek olarak elbette onları yalnız bırakmıyoruz. Tüm süreci asla pes etmeden el ele götürüyoruz. Mahkemelere hatırlatmak isteriz, İstanbul Sözleşmesi ve ulusal yasalar bize müdahillik hakkı veriyor. 5271 sayılı yasaya göre “suçtan zarar görenler” de müdahillik talebinde bulunabilirler. Ne yazık ki davaların uzun sürmesi yüzünden veya hakkını almayacağını düşünen kadınlar artık sosyal medyadan yardım çığlıkları atmakta. Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Gereğini yapın ve halkın mahkemelere olan inancını yeniden tesis edelim.” dedi
ADALETİ HIZLANDIR, AVRUPAYI KISKANDIR.
Kadınlar şiddet ve tecavüz sonrası birçok hak kaybına uğradığının altını çizen Başkan Küçükafacan “Kolluk kuvvetindeki ilk ifadelerini verirken avukat talep hakkı olduğunu bilmemesi, ifadesini okumadan imzalaması, ilerleyen süreçte hak kayıplarına, verilen koruma kararına rağmen bir daha yapmaz düşüncesi ile kolluğa haber vermemesi artarak gelen şiddet öykülerine neden olmakta. Devletin kadını veya erkeği korumak için aldığı önlemlere sıkı sıkıya bağlı kalın. Bu yasaların altında kadınların yaşadığı binlerce acı hikâye yatmakta ne yazık ki. Kadınlar bu hakları alana kadar binlercemiz öldük, binlercemiz sakat kaldık.” dedi
ARTIK ÖLMEK İSTEMİYORUZ.
Artık ölmek istemediklerini dile getiren başkan Küçükafacan “Hayatta kalanı yeniden topluma ve hayata kazandırma konusunu başlatabilen, ama sonuca ulaşamadan bırakan bir sistemin içindeyiz. Cinsel istismara uğramış bir çocuğa veya yıllarca şiddet görmüş, tecavüze uğramış bir kadına 3-5 defa psikolog desteği sağlayıp bir kenara bırakamazsınız. Bu insanlar rutin aralıklarla yıllarca rehabilite edilmek zorunda. Ayrıca zarar veren tarafa ve taraftarlarına karşı gerek ailelerin, gerekse kadınların korunması için etkili önlemler almak zorundayız. Şiddet gören kadının veya istismar mağduru çocuğun ve ailesinin her türlü saldırıdan korunması için kodlama yapmak gibi farklı önlemler alarak, ikincil mağduriyetlerden koruyabiliriz. Bu insanlar üst üste atılan iftiralar yüzünden duruşma salonlarından çıkamıyorlar. İşlerini, geleceklerini kaybediyorlar. Neden mi, yanlışa göz yummuyorlar, susmuyorlar, cesaretle “Suçlusun” diyorlar. Kazanmak zorundayız sevgili dostlar, kazanmak zorundayız. Aksi halde toplum da çocuk ta ciddi zararlar görecek. Geri dönüşü olmayan sonuçlarla karşı karşıya kalacağız.” şeklinde konuştu.
ÇOCUKLARI KORUMAK, GELECEĞİ KURTARMAK.
İstismara uğrayan çocukların eğitim hayatlarının desteklenmesi belirten Başkan Küçükafacan “Pozitif ayrımcılıkla yaklaşılması gerekiyor. Burada eğitimcilere ciddi iş düşüyor. Derneğimiz aracılığı ile bu çocuklara eğitim desteği veren kurumlara çocuklarımız adına teşekkür ediyoruz. Bu sinerjiyi oluşturmak zordu ama imkânsız değildi gördüğünüz gibi. Ellerimizi birleştire birleştire, devletimizin yetişemediği yerde Balıkesirliler olarak vereceğimiz destek ile çocuklarımızı geleceğe taşımak mümkün sevgili dostlarım. Oturup beklemek aptalların işi, almak için önce istemek, sonra mücadele etmek gerekir. Buradaki herkes mücadele için burada, artık daha güçlüyüz.” şeklinde sözlerine son verdi.