Macaristan’ın Sopron kentinde kuaförlük yapan 27 yaşındaki Emrah Çetinkaya, girdiği gölde boğularak hayatını kaybetti. Çetinkaya’nın İstanbul’da yaşayan ailesi cenazeyi alamayınca, Türk gencin müşterisi olan iki gurbetçi tüm işlemleri hallederek cenazeyi yakılmaktan kurtarıp Türkiye’ye getirdi.
Ailesi İstanbul’da yaşayan 27 yaşındaki Emrah Çetinkaya, Macaristan’ın Sopron kentinde kuaförlük yapıyordu. 26 Temmuz günü girdiği Balatongyörök Gölü’nde boğularak hayatını kaybeden Çetinkaya’nın cansız bedeni, bölgeden 180 kilometre uzakta bulunan bir mezarlığın morguna kaldırıldı. Talihsiz gencin ailesi, cenaze işlemlerini halletmeyi başaramadı. Emrah Çetinkaya’nın çalıştığı kuaförün 20 yıllık müşterisi olan ve Avusturya Viyana’da mutfak mobilyaları satan gurbetçi Adem Aslan, Çetinkaya’nın cenazesinin alınmazsa yakılacağını öğrenince harekete geçti. Aslan, önce Çetinkaya’nın ailesine sosyal medyadan ulaşıp, aileden vekalet aldı. Aslan çeşitli bürokratik işlemlerle uğraşırken, Emrah Çetinkaya’nın bir başka müşterisi olan gurbetçi Mehmet Çiftçi de cenaze işlemlerinde gereken paranın denkleşmesi için çabaladı. Çetinkaya’nın cenazesi, Aslan ve Çiftçi’nin çağrısına kayıtsız kalmayan Bosnalı bir cenaze firması tarafından araçla önce Viyana’ya, ardından da uçakla İstanbul’a götürüldü. Aslen Vanlı olan gencin cenazesi, 2 hafta sonra İstanbul’da yaşayan Çetinkaya Ailesi tarafından teslim alınarak İslami koşullara göre Başakşehir Kayabaşı Mezarlığı’na defnedildi.
Olayı anlatan gurbetçi Adem Aslan, “Ben 1976’dan beri Avusturya Viyana’da yaşıyorum. Macaristan Sopron’daki kuaför salonunun da 20 yıllık müşterisiyim. O kuaförde çalışan bir Türk vatandaşımız rahmetli oldu. Emrah Çetinkaya, izin günü olan 26 Temmuz’da Balatongyörök Gölü’ne yüzmeye gitmiş. 2 metre 20 santimlik suda boğularak vefat etmiş. Emrah’ın Macaristan’da ya da Avrupa’da yaşayan hiçbir yakını yoktu. İstanbul’da yaşayan ailesi de cenazeyi almak istemelerine rağmen bunu başaramamış. Kuaför salonunun sahipleri, Emrah Çetinkaya’nın Macaristan’da yaşayan bir akrabası olmadığı için bir Türk olarak beni aradı. ‘İkiniz de Türk’sünüz. Kendi inancınıza göre cenazeyi defnedin, cenaze alınmazsa yakılır’ dediler. Macaristan’da cenazeler yakılıyor. Küllerini ya bir şişeye koyup gömüyorlar ya da herhangi bir yere serpiyorlar. Çetinaya’nın cenazesinin yakılmasına müsaade etmemek için önce iş yerine gittim, ardından da olay yerine geçtim. Emrah Çetinkaya’nın yakını olmadığım için polis benimle bir bilgi paylaşmadı. İnternet üzerinden Emrah’ın kardeşine ulaştım ve onlardan vekaletname aldım. Çeşitli makamlarla görüştüm ancak cenazenin nakledilmesi için bütçe ayarlanmadı. Bazı cemaatlerle de görüştük. Onlar da maddi anlamda yardımcı olmadı. Ben tek başıma da olsa cenazeyi İstanbul’a göndermeye karar verdim. Bu sırada Yozgatlı Mehmet Çiftçi isimli bir arkadaşım da aynı benim gibi Emrah ile kuaför salonundan tanışıktı. Mehmet, ben ve Emrah’ın arkadaşları parayı denkleştirdik. Macaristan’da cenaze nakil belgesi almak çok zor. 4 gün içerisinde 3 bin kilometreyi geçkin yol yaptım. Çok uzun uğraşlar verdik ama sonunda tüm işlemlerimizi hallettik. Bosnalı bir cenaze firması da bize yardımcı oldu ve cenazeyi önce arabayla Viyana’ya, ardından da uçakla İstanbul’a getirdik. Emrah’ın ailesiyle birlikte cenazeyi İslami koşullara göre defnettik. Ailesi bize dua etti” diye konuştu.