Manisa’da, üniversite öğrencilerine konferans veren tarihçi yazar Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, Osmanlı’daki okuma-yazma oranıyla ilgili olarak, “Osmanlı’da 15., 16. ve 17. yüzyılda okuma oranı yüzde 90’dı’ desem bana itiraz edecek bir adam çıkamaz” dedi.
Gençlik ve Spor Bakanlığı Kredi ve Yurtlar Genel Müdürlüğünün eğitim faaliyetleri arasında yer alan ve öğrencilerin yükseköğrenim hayatları süresince bireysel ve akademik gelişimlerine katkı sağlamak amacıyla organize edilen “Çınaraltı Gençlik Söyleşileri” devam ediyor. Bu kapsamda Tarihçi Yazar Prof. Dr Ahmet Şimşirgil, Manisa Celal Bayar Üniversitesi Süleyman Demirel Konferans Salonunda “Geçmiş Zaman Odur Ki” konferansı ile Kredi ve Yurtlar Kurumu (KYK) öğrencileriyle bir araya geldi. Yoğun bir katılımla gerçekleşen programda Şimşirgil, Osmanlı tarihi hakkında öğrencilere önemli bilgiler aktardı. Şimşirgil, “Dünya coğrafyasında ve dünya tarihi içerisinde bizim en büyük eserimiz Osmanlı Devleti’dir ama gençlerimize anlatamadık. Düşünün onun en dahi padişahlarından birini Sultan Abdülhamit Han’ı ben ’Kızıl Sultan’ diye okudum. ’Vahidettin Han vatanı sattı, gitti. Şu padişah avdan gelmedi. Bu padişah içki masasından kalkmadı. Bu padişah sarayından çıkmadı’ Öyle bir devlet bırak 622’yi, 6 sene bile ayakta duramaz. Kimi aldatıyorsun. Sen dünyada gördün mü 5 bin kilometrekareden başlayacak, 22 milyona çıkacak. Bana söylesene, böyle ikinci bir devlet var mı! Dünyanın en muazzam eserlerini verecek, kültürüyle, medeniyetiyle ışık saçacak, ’Osmanlı gitti, huzur bitti’ dedirtecek, hangi konuyu ele alırsan al orada zirveye çıkacak böyle bir devlet var mı, yok. Ama bunu bile öğrenemedik biz, öğretmediler. Zira bu millet tarihini bilmesin, tarihini bilirse bu milletin önünde durulmaz. Bu milleti mankurt yapamazsın. O sebeple tarihini bilmesin diye her yol denendi” dedi.
“Birbirimize düşmeyelim”
Birlik ve beraberliğin önemine dikkat çeken Şimşirgil, konuşmasına şöyle devam etti:
“Bu devlet Afrika’nın bir kıyısında, Uzak Doğu’nun bir adacığında etliye sütlüye karışmadan yaşamış bir devlet değil, dünyanın en zor coğrafyalarını Balkanları, Mezopotamya’yı, Filistin’i Orta Doğu’yu 22 milyon kilometrekareyi, 3 kıtayı, 7 iklimi ve 72 milleti idare etmiş bir devlettir. Öyle kolay değildir, idare etmek. Ben Kudüs’ü tam 400 sene idare ettim. Benden alan İngiliz kaç sene idare edebildi? 1917’de aldı, 1948’de arkasına bakmadan kaçtı. Hadi idare etsene göreyim ben seni. 1922’de, 1926’da, 1932’de, 1938’de kan gövdeyi götürdü Filistin’de. O Filistin’i aldığında Filistin topraklarının yüzde 85’i Filistinlilerindi, şimdi yüzde 2’si onların. Dünyanın en büyük açık hava hapishanesidir Kudüs. Bir yer bizim elimizdeyse rahat ve huzur içerisindeyiz. Bir yer bizim elimizdeyse ibadetimizi rahatça yapıyoruz. Bir yer bizim değilse arkadaşlar, bu millete, bu ümmete hayat hakkı yok! Onun için de birliğimizi, dirliğimizi, muhabbetimizi aman iyi koruyalım. Bu Fransız’ın, İngiliz’in, Amerika’nın bize acıması olmaz. Birbirimizin kıymetini bilelim. Fikren mücadelemizi yaparız o ayrı konu ama birbirimizin kıymetini bilelim. Başkası acımaz bize. Birbirimize düşmeyelim. Tarihini bilen insan, düşmanının bu millete neler yaptığını bilen insan, nasıl birbirine düşer, mümkün mü! Onun için de bu tarih okumasını çok iyi yapmamız lazım.”
“Osmanlı’da okuma oranı yüzde 90’dı”
Osmanlı’daki okuma yazma oranlarıyla ilgili süren tartışmalar hakkında da konuşan Şimşirgil, “Geçenlerde ’Osmanlılarda okuma oranı yüzde 3’tü, yüzde 5’ti’ diye tartışıp duruyorlardı. Dünyanın en büyük yalanlarından biri de bu. Sakın aldanma! 15. yüzyılda anket mi yaptın kardeşim, şunun sonuçlarını ben de göreyim. O üniversiteye gidenlerin oranıdır. Yani medreseye gidenlerin oranı yüzde 3 veya 5’tir, okuma yazma oranı değil. Hele okuma oranı hiç değil. Osmanlı’da 15., 16. ve 17. yüzyılda okuma oranı yüzde 90’dı desem bana itiraz edecek bir adam çıkamaz. Çünkü sıbyan mektepleri var. 5 ila 10 yaş arasındaki bütün kız ve erkek çocukları sıbyan mektebine gidiyordu. Bütün kütüphaneler, tekkeler, dergahlar,camiler ve mescitler sıbyan mektebiydi. 5 ile 10 yaş arasındaki çocuklar oraya giderdi, bir ay içerisinde Kur’an-ı Kerim’e geçerdi. Kur’an-ı Kerim’e geçen bir talebe Türkçe harflerini de öğrendiğinde bir ay, iki ay içerisinde de Türkçeyi çözerdi. Türkçeyi öğretirdi, Kur’an-ı Kerim’i öğretirdi, ahlakı öğretirdi, fıkıhı ve matematiği öğretirdi, itikadı öğretirdi daha ne” ifadelerini kullandı.
Konferansın sonunda Prof. Dr. Şimşirgil’e çiçek ve Manisa’ya özgü hediye paketi takdim edilirken, öğrenciler de ünlü tarihçi ile bol bol fotoğraf çektirdi.